Kidokit Logo

2 yaş sendromu

Sınır Genişletme Yaşı: 2 Yaş

Önemli Noktalar

Herkes “2 yaş sendromu” denilen potansiyel bir kriz döneminden bahsediyor. Bu dönem aslında Danimarkalıların deyimiyle “sınır genişletme” yaşı. Bir krizden öte gelişimin sancılarının yaşandığı bir dönem olarak görmek belki çok daha yararlı bir bakış açısı olacaktır. Aslında tüm insanlar bebeklikten yetişkinliğe giden uzun yolculuğunda özellikle önemli değişim dönemeçlerinde pek çok sancılı dönemden geçiyor. Kriz dönemlerinin özelliklerini bilmek çözümleri hakkında da hazırlıklı olabilmeyi beraberinde getiriyor. Bu kriz dönemini daha rahat atlatabilmeniz için önerilerimizi de bu yazımızda paylaşacağız.

2 yaş sendromu nedir?

Çocuğunuzun olumsuz yanıtlarının, hayırların ve kendisini kabul etmemiz için verdiği bir savaşın olduğu döneme hoş geldiniz. Aslında bu öfke patlamaları genelde 1,5 yaşlarından itibaren hayatımıza girer. Belki üç yaşına kadar devam edebilir. Örneğin, ülkemizde 2,5 yaşlarına kadar sürmesi daha sık rastlanan bir durumdur. Peki, nedir bu öfke krizleri ve minik patlamalar? Öncelikle aramıza yeni katıldıysanız bu konuda daha önce paylaştığımız Öfke nöbetleri isimli yazımızı okumanızı öneririz. Gelin burada da kısaca krizden ne kastettiğimizi ve alabileceğiniz önlemleri özetlemeye çalışalım.

Öfke krizleri

Kriz, büyük bir değişim veya türbülans zamanını ifade eder. Aslında her zaman negatif bir anlam taşımak durumunda değildir. “Kriz” kelimesi genelde olumsuz şeyleri çağrıştırır. Ancak krizleri değişim için bir fırsat olarak görmek de mümkündür. Kriz dönemlerini aslında özellikle gelişimle bağdaştırdığımızda daha ileriye giderek başka bir gelişim düzeyine ulaşıp ulaşamayacağımızı kontrol etmek adına bir test olarak düşünmek en doğrusudur. Bu kontroller esnasındaki sıkışmışlıklar, çaresizlikler ya da mücadeleler de öfke nöbetlerimizin sebepleri olmaktadır. Ancak biraz sabır, aslında bu dönemin sağlıklı bir şekilde aşılmasını sağlayacaktır.

2 yaş sendromu özellikleri

Bu dönemlerde çocuğunuz hemen her şeye “hayır” ile karşılık verdiği için bu “muhalefet” olarak adlandırılır. Çocuklar bu dönemde “benim” kelimesini de oldukça fazla kullanır. Bu şekilde etrafını etkileyebileceğinin farkına varır. Kendisinin ayrı bir birey olduğunu fark eder. “Ben” ve “benim” kelimelerini kullanmaya başlar. Kendisinden yapılması istenen şeyi yapsa bile “hayır” diyerek kendi kendini olumlar. Bu, kararlı/nazik sınırların kurulduğu andır.

Bu bir ego savaşıdır. Hepimizin bir egosu vardır. Ego, kim olduğumuzdur, kimliğimizdir ve güçlü olmalıdır. Ebeveynlerin egoyu kırmasını istemeyiz. Güçlü bir ego ile çocuklar güçlü seçimler yapabilir. Kararlar alabilirler ve daha güçlü iradeye sahip olurlar.


2 yaş sendromunu daha kolay atlatmak için bazı ipuçları 


  • Seçimler sunun

Çocuğunuza ne yapacağını söylemek yerine sınırlı seçimler sunabilirsiniz. (Sınırlar koymak önemlidir). Bu yaşta mümkünse sadece iki seçenek sunun. Böylece çocuğunuzu düşünmeye ve karar vermeye yönlendirmiş olursunuz. Ayrıca kendisi seçim yaptığında, itiraz etme durumu da, otomatik olarak ortadan kalkacaktır. Kendisini birey olarak kabul ettiğinizi görecek ve seçim yaparak karar verebilme hazzını yaşayacaktır. Ancak unutmamanız gereken bir şey var: Ona bir kez seçim hakkı verdiğinizde, ne seçtiğine saygı duymalıyız. Bu saygıya dayanır ve bir kural haline gelir. Bu, karşılıklı saygı için bir başlangıçtır. Artık karar vermek için dilini kullanabilir. Dolayısı ile kış günü dolabında yazlık giysi varsa ve çocuğunuz bunu giymek için ısrar ederse ikinci bir krizi başlatmış olmakla kalmayıp; seçim yapma çözümüne olan güvenini de yok etmiş olursunuz. O yüzden bu tür seçimleri yaptırmadan önce seçebileceği seçenekleri gözden geçirmeniz ve güvenliği/sağlığı tehdit edecek seçeneklerin olmadığına emin olmanız gerekir.

Çocuklarınıza seçenek sunduğunuzda, alternatifleri takdir etmeyi ve seçenekleri anladıklarında da zamanla sorunları mantıksal olarak çözmeyi öğrenirler. Çocuğun kendi seçimlerini yapmasına müsaade etmezsek, çevresine olan güvenini kaybedecektir.

  • Yapamayacakları şeyleri istemeyin

Çocuğun kendisini tekrar teyit ettiği ve “hayır” ve “benim” demeyi öğrendiği zaman olduğu için, onlara bireyler olarak saygı göstermeliyiz. Bu yaşta, onlardan yapamayacakları şeyleri istememeliyiz. Henüz “içlerindeki öğretmen”i (Inner teacher- İçsel öğretmen yazımız için tıklayınız) dinlediklerini ve mantıklı davranamadıklarını hatırlamalıyız. Örneğin oyuncaklarını paylaşmaları için ısrarcı olmamalıyız. Onları bir oyuncakçıya sokup da hiçbir oyuncak almadan çıkmaya razı olmasını beklememeliyiz.

  • Kararlı olun

Bu dönemde çocuğumuzla ilişkimizde sınırları belirlemek çok iyi bir fikir. İlişkide tutarlılık çok önemlidir. Nazik, şefkatli ve aynı zamanda kararlı olmayı öneririz.

  • Anladığınızı gösterin ve neler yapabileceğinizi konuşun

Onları anladığımızı ve dinlediğimizi göstermeli ve o anda istediklerini yerine getiremiyorsak bu konuda neler yapabileceğimizi aktarmalıyız. “Farkındayım muz istiyorsun, muz yiyemediğin için de hayal kırıklığına uğradın. Evet bu büyük bir duygu farkındayım. İstersen şimdi çilek ya da üzüm yiyebilirsin; sonra da muz alırız ki akşama muz yiyebilelim.” gibi.

  • Kavga etmeyin

Her krizde, yapılacak en doğru şey çocukla kavga etmemektir. Çocuğun bu krizden geçmesi gerekir. Sizi dinlemediğini ve inatla bir şeyi istediğini gözlemliyorsanız mümkünse söylemlerinizde ısrarcı olmak yerine gerçekte çocuğun altta yatan ihtiyacını görmeye ve bunu ona aynalamaya odaklanın. Biraz sakinledikten sonra da dikkatini başka bir şeye ya da konuya yönlendirebilirsiniz. Her zaman akıllı çözümler önermeye gayret edin.


Genelde bu yöntemlerden bir ya da iki tanesi işinize yarayacaktır. Ancak bazı dönmelerde çocuğunuz yine de o öfke nöbetinden sıyrılamayabilir. Böyle bir durumda ise sabırlı olun, duygularını ifade etmesine, göstermesine alan açın, iyi bir duygu koçu olup ona duyguları konusunda eşlik edin. Ayrıca bu dönemin normal ve geçici olduğunu kendinize hatırlatın.



Yazan ve Derleyen:

Funda Güngör Akpınar, Montessori Eğitmeni, Association Montessori Internationale
Özel Mutlu Panda Montessori Anaokulu Kurucusu

Emel Hoca Nacar, Kidokit Editörü, Eğitimci, Ebeveyn Danışmanı ve Koç

Çocuk Gelişim Uzmanınız Kidokit

İlginizi çekebilecek diğer İçerikler

23. Hafta Hamilelik

23. HAFTA SİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER Artık gebelikte 23. hafta dönemine girdiniz. İlerleyen haftalarda bebeğinizin alanı bol olduğundan tekmeleme, yumruklama, omuz atma gibi değişik hareketleri birbirinden

Banyo yapan çocuk

Banyo yapmaktan hoşlanmıyor mu?

Önemli Noktalar Dokunma duyarlılığı veya aşırı duyarlılık, kişiyi kendine özgü, zararlı veya acı içinde hissettiren alışılmadık veya artmış duyarlılık hissidir. Bu hassasiyeti taşıyan kişiler için

Mavi şapkalı bebek

Büyüme ve gelişimin izlenmesi

Önemli Noktalar Büyüme sürecinde başta genetik faktörler olmak üzere hormonlar, dokulara özgü büyüme faktörleri, beslenme, iç ve dış ortam faktörleri etkili olur. Çocukta sağlık durumunu

Çocuklarla Tatil

Çocuklarla tatil

Önemli Noktalar Çocuğunuzla birlikte tatile çıktığınız zaman çocuklara uygun aktivite programları olan; yaşıtlarıyla koşup oynayabileceği yerler tercih edilmelidir. Uçak yolculuğu yapacaksanız yolculuk saatini çocuğunuzun uyku

Çiğ Badem Sütü

Çiğ badem sütü

Önemli Noktalar Çiğ badem sütü, çocuklarınız için evde hazırlayabileceğiniz çok sağlıklı bir içecek. Her gün taze süt yapmak yerine birkaç günlük süt hazırlamak istenirse de

Doğum gününü kutlayan çocuklar

Doğum günü ve yapılacaklar listesi

Önemli Noktalar Doğum günü partileri çocuklarımız ve tabii ki sizler için en özel günlerden. İlk olarak zamanlamaya karar vermeniz gerekiyor, unutmayın doğum gününün başrol oyuncusu

Kidokit Logo

Uygulamamızla Tanıştınız mı?

Kidokit Logo

Uygulamamızla Tanıştınız mı?

QR Kodu Taratın.
Uygulamayı Hemen İndirin!