Lider Çocuk
Çocuklar, özellikle anne, baba ve onlara bakım veren diğer figürleri model alarak büyürler. Çocukların problemlerle nasıl başa çıktığı, karşısına çıkan durumları nasıl değerlendirdiği yetiştirilme şekli ile doğru orantılıdır. Öncelikle lider ruhlu, özgüvenli, ne istediğini bilen, kararlı, eyleme geçebilen çocuk yetiştirebilmek için yapılacak ilk iş, ebeveynlerin çocukların hayatındaki en önemli otorite rolüne sahip olduğunu fark etmesiyle başlıyor. Sizi ilk yıllarda lider olarak gören çocuğunuz liderliği de sizden öğreniyor. Çocuğunuzun hayatının lideri olmasında atacağınız ilk adım onun gözünde lider olmanızla başlıyor. Çocuğunuzla kurduğunuz iletişimin kalitesi onun şekillenmesinde çok önemli bir yere sahip.
Çocuğunuzun hayatında ve eylemlerinde özgüvenli olması, lider özelliklerinin olması için bazı önemli ipuçları var:
Özgüvenli çocuk yetiştirmek için 10 ipucu
İlk olarak
- Çocuğunuz üstünde otorite kurmaya çalışmamanızı öneririm. Çünkü, çocukları otorite ile değil sevgiyle şekillendirebilirsiniz.
- Sürekli bağırıp çağıran, eleştiren, insanları şöyle bir düşünün. Onları iyi liderler olarak benimseyip takip etmek ister miydiniz? Cevabınız “Hayır” ise eleştiriden uzak durmak çok iyi bir çözüm. Bağırıp çağırmak yerine, önce çocuğun davranışının altında yatan nedeni ve çocuğun duygularını anlamaya ve yansıtmaya çalışılmalıdır. Sonra davranışını, sizde yarattığı etkiyi ve duygunuzu paylaşabilirsiniz. Eleştiri zannedildiğinin tersine geliştirmez. Kızgınlık, öfke ve intikam duygularını tetikleyebilir. Yapıcı geribildirim vermek ve görmek istediğiniz davranışı takdir etmek etkili yöntemlerdir. Eğer azarlama ve kızma eğiliminiz varsa lütfen şöyle bir durun düşünün. Bunu kimden öğrendiniz? Size çocukluğunuzda kim böyle davranırdı? Modellediğiniz kişi kim? Siz size bu şekilde davranıldığında nasıl hissediyordunuz? Özellikle kriz anları için önerim, çocuğumun şu an neye ihtiyacı var? Ne oluyor onda şu anda? diye kendinize bir sormanız. Şımarık, kaprisli, yaramaz çocuk yoktur aslında. Tam olarak ihtiyaçları anlaşılamamış, sakinleşme becerisi yeteri kadar gelişmemiş çocuk vardır. Bunu akılda tutmak şımarık, kapris yapıyor, huysuz, arsız, yaramaz gibi yargılardan uzak durup, çocuğunuzun ihtiyacını anlama konusunda size yardımcı olabilir. Siz bağırıp çağırırsanız onlar da büyüdüklerinde özellikle ergenlik döneminde aynısını yapacaktır. Hatırlayın ne de olsa armut dibine düşer. Biliyorum her zaman çok kolay olmuyor burada yazdıklarımı uygulamak, özellikle sizin tolerans kotanız boşaldıysa. O zaman da sizin ihtiyacınız ne? Zor durumlarla başa çıkmak için size ne yardımcı olur sorularının cevabını bulmanız işe yarayabilir
-
Bunların yanında.
- Geçirilen zamanın fazlalığı değil kalitesi önemlidir. Çocuğa gösterilen sevgi ve ilgi sonucunda çocuk kendisine değer verildiğini, sevildiğini hisseder ve mutlu olur. Çocuğunuzla bol temas içeren oyunlar oynamanız geçirilen zamanın kalitesini arttırır.
- Çocuğun çabalarını, olumlu davranışlarını desteklemek, başarısızlıkları karşısında sabırlı, sakin, yapıcı olmak çok önemlidir. Yaşına uygun yapabileceği kadar sorumluluk vermenizi öneririm.
-
Çocukların da birer birey olduğunu ve bizden farklı olduklarını daha yolun başından kabul etmek çok işe yarar. Tıpkı sevip saygı duyduğunuz diğer yetişkinler gibi onları gerçek anlamda dinlemeyi, isteklerine saygı duymayı ve sizden tamamen farklı kendi kararları olabileceğini kendinize sık sık hatırlatabilirsiniz.
- Çocuğa sevginizin koşullara bağlı olmadığını, onu samimi bir şekilde koşulsuz sevdiğinizi göstermeniz çok önemlidir. Ara ara parklarda, çocuklu ortamlarda duyduğum ve içimi çok acıtan “Bunu yaparsan seni sevmem ya da severim, seni şimdi bırakır giderim. Ben senin annen, baban değilim artık” gibi cümlelerden kesinlikle uzak durmanızı öneririm. Rahatsız olduğunuz bir durum yaşadığınızda çocuğun kendisinden değil davranışından duyduğunuz rahatsızlığı dile getirin. Ama asla sevginizi kaybetmekle tehdit etmeyin derim.
-
Kıyaslamayın
- Her çocuk biricik ve eşsizdir. O yüzden çocukların diğer çocuklarla kıyaslanması doğru bir yaklaşım değildir.
- Çocukların duygularını olduğu gibi yaşamasına ve ifade etmesine izin vermek çok önemlidir. Bu biz yetişkinler için de böyledir. Hepimizin en temel ihtiyaçlarından biri görülmek ve anlaşılmak değil mi? Genelde çocuklar ağladığında ağızlardan çıkan “Ağlama, ne var şimdi burada ağlayacak, ağlayacak bir şey yok” cümlelerine dikkat edin. Çocukların duyguyu ifade etme, gösterme literatürü gelişkin değildir. Ağladığında “ağlama” demek yerine, ne için ağladığını anlayıp, o durumu yansıtıp önce duygularının anlaşılmasını sağlamakta yarar var. Çünkü çocuklar duygularını sizin kaptanlığınızda öğrenecekler. Duygularını sizin ifadelerinizle fark edip psikolojik oksijen alacaklar. Böylece “Ben çaresiz hissetmişim, hayal kırıklığına uğramışım.” diye zaman içinde fark etmelerine ve kendi çözümlerini bulmalarına, sorun çözme becerilerini geliştirmelerine katkı sağlarsınız.
- İlk zamanlarından itibaren çocuklarıyla dokunarak temas kuran, onları kucaklayan babaların çocukların ilerideki okul başarılarını olumlu etkiledikleri saptanmıştır. Sevgili babalar yeriniz tartışılmaz. Çocuklarınızla bol bol oynayıp sarılınız.
- Çocuklara belirli davranışlar için sınır koyabilirsiniz ancak sınırların içinde kendi seçebilecekleri tercihler olmasını öneririm.
Çocukluk dönemlerinde önemsendiğini, desteklendiğini ve cesaretlendiğini hisseden çocuk keşfetmeye açık olur ve yeni şeyler denemekten, deneyerek öğrenmekten korkmaz. Kendini yeterli ve güçlü hisseden özgüvenli bir bireyin yetişmesinde bu 10 ipucu sağlam temeller oluşmasına katkıda bulunur.
Ebeveynlerin hisleri
Ebeveynler zaman zaman içlerinde bir suçluluk ve yetersizlik duygusu hissederler. Ebeveynlik gerçekten çok kapsamlı, zaman, emek, sabır, farkındalık, anlayış isteyen yaşam boyu devam eden bir kimliktir. Hiçbir işin, mesleğin kapsamı ebeveynlik kadar geniş ve uzun değildir. Öncelikle ebeveynlerin kendileri üzerinde çalışmalarını gerektirir. Freud bir psikiyatristin üzerinde en çok çalışması gereken hastasının kendisi olması gerektiğini söyler. Buradan ilhamla ebeveynlerin de en çok üstünde çalışması, gözlemlemesi gereken kişiler kendileridir diyebiliriz sanırım. Gerçekten de burada yazılan ipuçlarını uygulamak öyle akşamdan sabaha öğrenilerek bir günde, ya da 3-4 kitap okuyarak yapılacak kadar basit bir iş değil. Ciddi mesai, emek, farkındalık, idrak, çoğu zaman köklü bir değişim gerektirir ve yaşam boyu sürer.
Hayal bu ya
Çocukluğumda tabii ki hiçbir kötü niyet olmadan ebeveyn figürlerim kaynaklı yaşadığım ihmallerin, aşırı korumacılık ve kontrolün etkileri üzerinde yıllarca terapi, danışmanlık, eğitim ve koçluk almış biri olarak benim bir hayalim var. İşte hayal bu ya; anne-baba danışmanlık, terapi, koçluk hizmetleri ve eğitimleri, her anne baba adayının mutlaka hamilelik öncesinden başlayarak tanıştığı hizmetler olmuş. Anne babalar ilk olarak çocuk sahibi olmak istemelerinin arkasındaki motivasyonu fark ediyor. Bunu sağlıklı temellere oturtuyor. Kendi duygu ve düşüncelerini anlama ve ifade etme konusunda besleniyorlar. Ebeveyn adayları bireysel seanslar ve tamamen deneyimsel içerikle verilen eğitimlerin sonunda önce kendi iç çocuklarını keşfetme, anlama ve kendi yaralarını sarmak için kendilerine ebeveynlik yapma sürecinden geçerek yaşamsal temel becerileri kazanıyorlar. Yaşam boyu devam eden “yalnız değilim” dedirten ebeveynlik destek çemberleri ile her an destekleniyorlar. İşte benim hayalim bu, çocuk yetiştirirken desteklenen, sezgileriyle bilgisini birleştirebilen ebeveynlerle dolu bir dünya. Güzel olmaz mı ne dersiniz?
Kidokit Editörü, Eğitimci, Ebeveyn Danışmanı, Koç