Olgun sütün %88’i su, %55’i yağ, %37’si karbonhidrat ve %8’i proteindir. Anne sütündeki baş karbonhidrat laktozdur (süt şekeri). Sütün kalorisinin yüzde kırkını sağlar ve enerji verdiği gibi bağırsaklarda kötü bakteri üremesini önleyen asidik bir ortam yaratır. Bağırsaklarda oluşan yardımcı iyi bağırsak bakterilerinin oluşumunu da hızlandırır. Laktoz ayrıca merkezi sinir sisteminin de gelişmesini sağlar, kalsiyumun emilimini hızlandırarak kemik gelişimini destekler.
Anne sütünün içindeki yağların özelliklerinden söz etmiştik. Anne sütü içindeki yağlar sütteki kalorinin yüzde ellisini oluşturur. Anne sütünde bulunan uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri, beynin ve görme fonksiyonunun gelişimi için çok önemlidir. Yağlar hücrelerin dış yüzeylerinin yapısını oluşturup, yağda eriyen vitamin ve hormonları taşıyıcı işlevi görürler.
Olgun sütte, kolostrumdakinden daha az protein bulunur. Zamanla bu daha da azalır. Ancak biyolojik değeri çok yüksek olduğu için, altı aya kadar ihtiyacın tamamını karşılar. Anne sütündeki proteinler naif yapıda, özel ve sadece anne sütünde bulunabilir çeşitliliktedir. Bebeğin sağlıklı büyümesini sağlar. Mikropları yok edici özelliğinden dolayı da bebeği hastalıklardan korur. Anne sütündeki proteinlerin bebeğin bağırsaklarından geçişi kolaydır. Çünkü anne sütündeki protein insan yavrusunun hazmına uygundur. Bebeği zorlamaz ve hazım şikâyeti, gaz problemi yaşatmaz. Oysaki süt formüllerindeki protein her ne kadar bebeğin hazmına uygun hale getirilse de inek sütü proteini olup, kabadır, emilimi zordur ve bebeğin bağırsaklarında gaz ağrılarına, hazımsızlığa yol açabilir. Ayrıca sütünüzün sizin yediğiniz besinlere göre değişen tadı, bebeğinizin tat alma duyusunda farkındalık yaratır. Aile geçmişinde alerji olan bebeklerde daha az alerji riski olmakta ve muhtemelen diyabete karşı korunma sağlanmaktadır. Anne sütü ile beslenen bebekler daha düşük kan basıncı, daha düşük kolesterol ve hayatlarının ileriki aşamalarında daha az obezite riski taşır.
Su ve tuz: Emen bebeklere ayrıca su içirilmesine gerek yoktur. Çünkü anne sütünün yüzde seksen sekizi sudan oluşur ve sudaki tüm mineralleri içerir. Eğer bebek, verilen suyu reddetmeden içiyorsa, anne sütü yeterli değil demektir. Anne sütündeki tuz oranı çok düşük olduğu için bunu dışarı atması için ayrıca su içirilmesine de gerek yoktur. Emzirmeye ilk başlandığında gelen ön süt çok suludur ve bebeğin ihtiyaç duyduğu tüm su, bu ön sütten karşılanır. Emzirmenin sonuna doğru gelen süt ise yağ açısından zengindir ve bebeğin tam doymasını sağlar.
Vitaminler: Anne sütünün doğal bir vitamin dengesi vardır. A, B, C ve E vitaminlerini içerir. Anne sütündeki kolesterolün D vitamini içerdiğinden bahsetmiştik ancak kış aylarında çocuk doktoru ağızdan D vitamini önerebilir. Gelişim açısından bebeklerin güneşli günlerden faydalanmasını sağlamalısınız. Bunun yanı sıra güneş ışığının sağlayacağı D vitamini açısından güneşli günlerde bebeğinize güneş banyosu (yaz aylarında kısa süreli ve ışınların dik olmadığı sabah 10.00 akşam ise 16.00’dan sonra) yaptırmalısınız. Anne sütündeki bu vitaminler, prostaglandinler, enzimler bebekte iltihabi olayların gelişimini de engeller.
Anne sütündeki bileşenler, bebeğin bağışıklık sistemini de düzenler ve içindeki immünogloblinler bebeği mikroorganizmalara karşı korur. Yapılan araştırmalarda anne sütü ile beslenen bebeklerin timus bezi (göğüs boşluğunun ön ve üst kısmında bulunan, lenf dokusundan yapılı iki parçadan oluşan, T hücreleri salgılayan bir bez) süt formülleri ile beslenen bebeklere göre, iki kat daha büyük bulunmuştur. Emzirme süresi uzadığında bakterilere karşı koruyucu etkisi olan lizozim düzeyi de artmaktadır. Anne sütündeki kazein, mikroorganizmaların bebeğin, mide, bağırsak ve solunum yoluna tutulmasını engeller.
Anne sütünün besleyici ve enfeksiyonlardan koruyucu özelliğinin yanında, vücudun biyolojik işlevlerini düzenleyici etkisi de bulunmaktadır. Sindirim ve solunum yolları başta olmak üzere çok sayıda organın büyüme ve gelişimini düzenler. Büyüme faktörleri özellikle kolostrumda yüksektir. Olgun sütteki büyüme faktörleri de ihtiyacı karşılayacak düzeyde kalmaya devam eder.
Bebek anne sütü emerken biberona göre yüzde altmış daha fazla enerji harcar. Anne sütü emen bebekler ağız, dil, çene, damak ve gırtlak kaslarını kullandıklarından, düzgün bir çene ve diş yapısı sağlar. Öte yandan bebek, anne memesiyle emme hazzını da daha yoğun şekilde tatmin eder.
Sinir ve kan damarları açısından zengin olan göğüs uçları kadının en duyarlı noktalarından biridir. Doğum sonrası ilk emzirmede bebeğinizin emme performansını değerlendirmeniz çok önemlidir. Emme refleksi güçlü olan ve uzun süre emmek isteyen bebeğinize 10 dakikayı geçmeyecek şekilde her iki göğsünüzü dönüşümlü olarak istediği kadar emzirebilirsiniz. Bu göğüs uçlarınızın yaralanmasını ve tahrişini engeller. Eğer meme ucunu zor yakalıyor ve birkaç dakika emip uykuya dalıyorsa; yanağını, çenesinin altını okşayarak, ayak tabanlarını kaşıyarak, ağzına yakın bir noktadan göğüs areolasına parmak ucunuzla küçük vuruşlar yaparak emme refleksini uyarabilirsiniz. Böyle uyuyarak aralıklı emen bebekler göğsünüzde uzun süre kalabilir. Çünkü uyuklamalar arasında toplam emme süresi zaten 10 dakikayı geçmeyecektir.
Emzirmenin ilk günlerinde göğüs uçlarınızı korumanın yollarından biri de, kuru kalmasına dikkat etmenizdir. Göğüs ucu kreminizi kullanırken, kurumadan, nemli iken kremi uygulamayınız. Emzirmeye başladığınız andan itibaren artan prolaktin hormonu göğüs dokusundaki süt üretimini faaliyete geçirir, kan damarları genişler ve sıcaklık artar. Nemli bırakmak ve kapatmak ise mantar-pamukçuk (candida) başlamasına yol açar.
Pamukçuk (Candida) : Göğüs uçlarınız aniden yaralı, pembe ya da kaşıntılı hale geldiyse ve emzirme sırasında ya da aralarında göğsün derinlerinde zonklama oluyorsa, siz ya da bebeğinizde pamukçuk olabilir. Bu, çok sık rastlanan bir sorundur ve doktorunuzun hem sizi hem bebeğinizi tedavi etmesi gerekir. Böylece emzirmeye devam edebilirsiniz. Emme, göğüs uçları için bir travmadır. Bu nedenle ilk günlerde bebeğiniz emdiği sırada ağrı duyabilirsiniz. Ancak daha sonra bu travmaya alışır ve 15 gün ile 1 ay sonunda göğüs uçlarınız ağrımadan bebeğinizi uzun süre emzirebilirsiniz.
Yazan: Ayşe Öner
Leave a reply