6. HAFTA SİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
6. hafta ile birlikte gebelikte östrojen ve progesteron hormonlarının salgısında önemli değişiklikler meydana gelir. Ayrıca hormonların günlük salgılanma miktarı ve hatta gün içindeki salgılanma hızı değişir. Çünkü bu değişiklikler sizi bedenen ve ruhen gebelik ve doğuma hazırlamaktır. Duygusal dalgalanmalar yaşıyorsanız bunun nedeninin hormonlardaki değişimler olduğunu bilmelisiniz.
Gebelikte salgılanan hormonlar arttıkça başta sabah olmak üzere gün boyu bulantılarınız daha belirgin hale gelir. Geçen hafta belirtildiği gibi canınız bazı gıdaları çok çekerken, diğerlerinin adını hatırlayınca bile bulantı hissedersiniz. Bazı anne adayları parfüm kokularından, bazı yemeklerin kokularından rahatsız olur. Hatta ender durumlarda kendi eşlerinin kokularından bile rahatsız olacak duruma gelir. Ancak bunların normal ve geçici olduğunu bilmelisiniz.
Bulantıların sabah ortaya çıkmasının verdiği rahatsızlığı yanında bir avantajı da vardır:
Sabah kalkar kalkmaz hamile olduğunuzu hatırlar ve yaşam tarzınızı gebeliğe uygun şekilde sürdürmeye devam edersiniz.
Bulantılar gebelik hormonlarının iş başında olduğunun ve gebeliğin normal seyrettiğinin en önemli belirtilerindendir. Bunun dışında sağlıklı bebekleri olan ve hiç bulantı yaşamamış çok sayıda anne vardır.
Hamileliğinizin bu döneminde bulantı dışında sık idrara çıkma, yorgunluk, uykuya eğilim, baş ağrıları gibi belirtiler ortaya çıkar. Baş dönmesi de bu dönemin tipik belirtilerindendir. Yorgunluk ve uykuya eğilim, sizin vücudunuza gebelik öncesi dönemden olan “borçlarınızı” kapatmaya yönelik çalışan belirtilerdir. Fırsat buldukça uyumak bu belirtilerin daha hızlı kaybolmasını sağlar.
Gebeliğin erken dönemleriyle salgılanan hormonların etkisiyle meme uçlarınızda koyulaşma, dolgunluk ve büyüme, beraberinde ağrı oluşur. Bununla birlikte süt bezleri gerekli sinyali almış ve hazırlık yapmaya başlamışlardır bile. Memelerdeki dolgunluk size rahatsızlık veriyorsa sütyeninizi değiştirmelisiniz. Ayrıca memeleri alttan iyi destekleyecek size uygun bir sütyen kullanmalısınız. Sütyen kullanmama ise bu şikayetin daha da artmasına neden olur.
Sık sık acıkma da yine artan hormonların etkisine bağlı olarak ortaya çıkan diğer belirtilerdir. Rahiminiz büyümeye ve idrar torbanıza baskı yapmaya başlar. Bununla birlikte idrar torbanızın az miktarda dolması bile idrar yapma ihtiyacının uyanmasına neden olur. Bu yüzden daha bu gebelik haftasında bile sık idrara çıkma şikayetleriniz başlar.
Çeşitli nedenlerle yine bu hafta doktorunuz size vajinal ultrasonografi yapmak ister.
Jinekolojik muayene, Papsmear için örnek alınması ve vajinal ultrasonografi uygulaması bebeğinize zarar vermez.
Bu tür uygulamalar gebeliğe zarar verseydi biz doktorların gebeliğin bu döneminde cinsel ilişkiyi de yasaklamaları gerekirdi. Gerçekte ise doktorunuzun önerisi dahilinde olan özel durumlar hariç cinselliğinizi kısıtlamanız için bir neden yoktur. Hatta özel bir durum oluşmadıkça bu öneri gebeliğinizin sonlarına kadar geçerlidir.
Bebeğinizin organ gelişiminin devam etttiği birinci trimesterde doktorunuz önermedikçe hiçbir ilaç kullanmamalısınız. Saç boyama, manikür gibi gerçekten ihtiyacınız olmayan şeylerden de kaçınmanızda fayda vardır. Alkol, uyuşturucu, sigara gibi bebeğinize zarar verebilecek alışkanlılardan tüm gebelik boyunca uzak durmalısınız.
Sigara kullanımı düşük riskini artıran bir durum olduğu gibi, ileri gebelik haftalarında erken doğum riskini artırır. Bebeğinizin doğum kilosunun “hakettiğinden” daha düşük olmasına neden olur. Kadınların çoğu gebelik hormonlarının etkisiyle sigaradan soğurlar. Eğer bu sizde gerçekleşmemişse bilinçli iradenizi kullanarak sigara içmekten ve sigara içilen ortamlarda bulunmaktan kaçınmalısınız.
Bu gebelik haftasından itibaren düşük belirtilerine karşı duyarlı olmalısınız. Kanama ve ağrı düşük tehdidinin en önemli belirtileridir. Her kanama ve ağrı düşük olacağı anlamına gelmez. Ancak gebelikte kanama miktarı ne olursa olsun mutlaka doktor muayenesi gerektiren bir durumdur. Çalışmalar sağlıklı bebek doğuran annelerin %30-40’ının gebeliklerinin herhangi bir döneminde kanama şikayetinden yakındığını göstermektedir.
6. HAFTA BEBEĞİNİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
Bu haftanın başında sizden bebeğinize oksijen ve besin maddelerini götürecek, bebeğinizden aldığı karbondiyoksit ve artık maddelerini size geri getirecek dolaşım sistemi olan plasenta işlev göstermeye başladı.
Trofoblast hücreleri (bebeği beslemekten sorumlu hücreler) rahim içine yerleşme esnasında rahim duvarının derinliklerine kadar inerek resimde görülen villus adı verilen parmaksı çıkıntıları oluştururlar. Bu çıkıntıların arasında bebeğe ait kan dolaşımı, villuslar arasındaki alanda ise size ait dolaşım sistemi vardır ve bu iki dolaşım sistemi birbirine direkt temas etmez. Sizin dolaşım sisteminizde bulunan bağışıklık sistemi hücreleri bebeğe ait hücrelerle direkt olarak karşılaşsaydı, kendilerine yalnızca %50 benzeyen bu hücreleri yabancı olarak algılayacak ve bu hücreleri tahrip etmeye çalışacaktı. Nitekim organ nakillerinin tam olarak başarılı olamamasının en önemli nedenlerinden biri nakil edilen organın organı alan beden tarafından yabancı olduğunun anlaşılmasıyla reddedilmesi ve vücuttan atılmaya çalışılmasıdır.
Kendi içinde yabancı bir dokunun büyümesine istisnai olarak yalnızca gebelik durumunda izin veren bu düzenek doğanın mucizelerinden biridir.
Resimde bebeğin sağında baş kısmından en ucuna kadar gördüğünüz kıvrımlı yapı nöral tüp adı verilen tüp şeklindeki bir boşluk ve bu boşluktan beyin ve omurilik dokusu gelişecek. Bebeğiniz bu haftalarda arka kısmı ön kısmına göre daha hızlı geliştiğinden, adeta ters bir C şeklini almış durumda.
ÖNERİ
İlk başta anlatıldığı gibi özellikle bu haftadan itibaren ortaya çıkan hormonal değişimler sizde duygusal dalgalanmalara neden olabilir. Genellikle 6-10. haftalar arasında kendini göstermeye başlayan bu durum çoğu zaman kendini daha iyi hissetme şeklinde ortaya çıksa da bazen olumsuz duyguların yaşanmasına neden olabilir. Kendinizi (veya baba adayları için: eşinizi) artık tanıyamadığınızı düşünebilirsiniz.
Olumsuz duyguların temelinde saptırılmış düşünceler vardır, zira her duygunun atası bir düşüncedir.
İyi bir anne adayı ve anne olabilecek miyim?, Bebeğim sağlıklı doğacak mı?, Maddi durumumuz çocuğumuzu büyütmeye elverişli mi?, Güzelliğim ve çekiciliğim bozulacak mı? şeklindeki soruları anne adaylarının hepsi kendilerine defalarca sorar.
Ruhsal dalgalanmaları olumsuz yaşayan anne adayları bu sorulara olumsuz yanıt verenler veya bu soruları yanıtlayamayanlardır.
Bu tür zor sorular çoğumuzu aşacak sorulardır. Aslında bu soruların hepsinin tek bir yanıtı vardır: Bilmiyorum!
Yukarıdaki soruları aşağıdaki şekilde değiştirerek sormak ise bizi çözüme götürür:
- İyi bir anne adayı (ve baba adayı) ve doğum sonrası iyi bir anne (ve baba) olmak için neler yapabilirim?
- Bebeğimin sağlıklı doğması için benim yapabileceklerim neler?
- Maddi durumumuzu bebeğe en iyi şekilde bakabilmek için ayarlamamız gerekli. Ne yapmalıyız?
- Güzelliğim ve çekiciliğimin devam etmesi için neler yapabilirim?
İnsanın doğru soru sorması ve doğru hayali kurması son derece önemlidir. Kullandığımız kelimeler, sorduğumuz sorular, kurduğumuz cümleler bilinçaltımızı yönlendirir. Bilinçaltı son derece büyük bir güçtür ve kolaylıkla yönlendirilebilir…
Sizce “eğer yemek yemezsen büyümezsin” cümlesi mi yoksa “eğer uzun boylu ve bizim gibi zeki olmak istiyorsan yemek yemelisin” cümlesi mi çocuğumuzu daha iyi teşvik eder?
“Kendimi kötü hissediyorum!” bir cümledir ve cevabı yoktur, bu nedenle çözümü de yoktur, durum devam eder…
Kendimi neden kötü hissediyorum? ise bir sorudur ve siz bu soruyu sorduğunuzda cevabı gelecektir. deneyin:)
Elbette olumsuz duygusal dalgalanmaların hepsiyle kendi başınıza başa çıkamayabilirsiniz. Bu durumda profesyonel yardım almaktan çekinmemelisiniz. Profesyonel yardım sizin göremediklerinizi size göstermekten başka bir şey değildir. Sesimizi teypten veya videodan dinlediğimizde ne kadar değişik gelir değil mi? Gerçek sesimizi konuşurken asla duyamayız, gerçek sesimiz bize dinletilendir.
Düşük (Abortus)
İlk haftalarda ortaya çıkan düşüklerin önemli bir kısmı durum sizin için ne kadar yıpratıcı olsa da bir amaca hizmet eder: insan neslinin sağlıklı kalması.
Doğa, anneden ve babadan gelen kromozomların (ve bunların yapıtaşları olan genlerin) yeni canlıda hatalı olduğunu saptadığında o gebeliği iptal eder ve çifte yeni bir şans vererek sağlıklı bir gebeliğin önünü açar. Sonraki deneme çoğu durumda başarıyla sonuçlanır. Nitekim yapılan çalışmalar erken gebelik haftalarındaki düşüklerin büyük kısmında nedenin anne ve baba adayının kromozomları sağlam olsa dahi, yeni başlamış gebelikte kromozom bozukluğu olduğunu göstermiştir.
Düşük yapan kadın ilk önce suçu kendinde arar ve “ağır kaldırdığı için”, “eşiyle beraber olduğu için”, “çok uzun süre ayakta kaldığı için”, üstteki raftan birşey aldığı için” ve buna benzer yüzlerce nedenle düşük yaptığını düşünebilir. Bu sayılanlar gelişmekte olan bir canlının kaybedilmesi için çok “basit” nedenlerdir ve söz konusu olmaları olağan değildir. Nitekim biz doktorların eğitim gördüğü bilim kitaplarının hiç birinde düşük nedeni olarak bunlar yer almamaktadır.
Hamilelik dönemi, doğum ve doğum sonrası ile ilgili ayrıntılı bilgiler içeren bu bölümümüz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe tarafından hazırlanmaktadır.