18. HAFTA SİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
Artık gebelikte 18. hafta dönemine girdiniz. İkinci trimester, tansiyonunuzda muhtemelen hayat boyu en düşük değerlerle karşılaşacağınız dönemdir. Bebeğe giden kan akımının artması ve kan damarlarında genel bir gevşeme hali olması nedeniyle ortaya çıkan bu durum sizde çeşitli şikayetlere neden olur.
Gebelik döneminde dolaşım sisteminde ortaya çıkan bu değişiklikler nedeniyle kalbinizin ani pozisyon değişikliklerine cevabı yavaşlar. Ve durup dururken olacağı gibi genellikle ani yapılan hareketlerde tansiyonunuz düşer.
“Postural hipotansiyon” adı verilen bu durumda ani yapılan ayağa kalkma hareketlerinde tansiyonunuz aniden düşer. Buna bağlı belirtiler ortaya çıkar.
Gebelikte tansiyon düşmesine bağlı baş dönmesi, bayılma hissi normal kabul edilmektedir. Bu şikayetler sık ortaya çıkmıyorsa, bilinç kaybı gibi ağır durumla sonuçlanmıyorsa gebeliğinizde olumsuz etkisi olmaz.
Tansiyonunuz düştüğünde klasik öneri “tuzlu ayran iç” şeklinde olsa da daha iyi olanı bacaklarınızı resimde gördüğünüz gibi yükseltmek ve bu pozisyonda birkaç dakika kalmaktır.
Bu hareket kalbe daha fazla kan dönmesini sağlayarak tansiyonunuzu kısa zamanda normale döndürür.
Dijital aletlerle bazen tansiyonumuzu gözden geçirmek sağlığımıza katkısı olan alışkanlık olsa da bu durum anne adayları için geçerli olmaz. Resimde gördüğünüz dijital aletler gebelik döneminde doğru sonuç vermezler ve küçük tansiyonunuzu gerçeğinden daha düşük ve hatta “sıfır” olarak bile ölçerler.
Ortaya çıkan damarsal değişiklikler nedeniyle gebelik döneminde tansiyon ölçme yöntemi daha farklıdır. Dijital aletler hamile tansiyonu ölçmeyi “bilmezler”. Dahası konuyla ilgili eğitim almamış bir kişi normal klasik aletle bile doğru ölçüm yapamazlar.
Anne adayının tansiyonu takip gerektiriyorsa ölçüm doktor veya konuyla ilgili eğitim almış ebe-hemşire tarafından yapılmalıdır.
“Bebeğim sağlıklı olacak mı?”
Anne ve baba adaylarının tüm gebelik boyunca en sık sordukları soru muhtemelen budur.
İstatistikler bebeğinizin bedensel ve zihinsel olarak sağlıklı olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu gösteriyor.
Gebeliğinizde yapılan çeşitli testler ise bu olasılığı daha da artırmaktadır. İkili test (11-14 testi) veya üçlü test (ve yeni versiyonu dörtlü test) bebeğinizde Down sendromu (zeka özürüyle seyreden kromozom bozukluğu) olup olmadığını kesin olarak ortaya çıkaramasa da ortaya koydukları olasılık hesapları sizi rahatlatmak için yeterli olur. Down sendromu kesin tanısı ancak amniyosentez veya kordosentez gibi işlemlerle ortaya konar. Bu işlemlerin sağlıklı bebeği kaybetmeye neden olmaları, onların her anne adayında uygulanmasını mantıksız hale getirir.
Günümüzde cffDNA (cell free fetal DNA analizi adı verilen bir test ile anne adayından alınan kanda bebeğe ait hücrelerin kromozom analizi de yapılmaktadır. Şu an için Down sendromu erken tanısı için uygulama ikili test veya üçlü test (veya dörtlü test) tarama testleriyle risk yüksek çıkması durumunda veya daha sonra anlatılacak detaylı ultrasonografide Down sendromu belirteçleri saptandığında amniyosentez (veya doktor önerisine göre yukarıda anlatılan cffDNA analizi) uygulanması şeklindedir.
Elbette Down sendromu dışında çok sayıda doğumsal kusur vardır. Bu kusurların önemli bir kısmı gebelik boyunca yapılan ultrasonografilerde saptanmaktadır. Bunun yanında ultrasonografide kesinlikle saptanamayan doğumsal kusurlar da vardır. (Cilt hastalıkları, çeşitli kan ve metabolizma hastalıkları gibi). Bu hastalıklar genellikle ender rastlanır.
Bebekte doğumsal kusur tanımaya yönelik testlerin 24. haftaya kadar sonuç vermesi önemlidir. Çünkü kanunlar bebekte sorun olduğunda aileye 24. haftaya kadar gebeliği sonlandırma hakkı tanımaktadır. Bu süre sonunda anensefali (bebeğin beyin dokusunun olmaması) gibi ölümcül olduğu kesin olarak bilinen sorunlar hariç. Diğerleri için gebeliğin sonlandırılması söz konusu olamamaktadır.
Bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmasını sağlamaya yönelik diğer uygulamalar ise bebeğin erken doğmasını önleme stratejileridir. Ayrıca yeterince beslenmesini, uygun kiloda doğmasını sağlama stratejileridir. Bu stratejiler tüm gebelik boyunca doktorunuz tarafından uygulanmaya devam eder. Bu stratejilere en önemli destek sizden gelir:
Bebeğinizin karnınızda sağlıklı büyümeye devam etmesi ve gelişimini uygun olarak tamamladıktan sonra dünyaya gelmesi sizin sağlıklı kalmaya devam etmek için aldığınız önlemlerle yakından ilgilidir.
Her zaman hatırlayın:
Bebeklerin önemli bir kısmı sağlıklı doğar ve hayatlarını sağlıklı bir şekilde sürdürürler. Gebeliğinizin herhangi bir döneminde yapılan takiplerde bir sorun şüphesi belirdiğinde bile bu şüphelerin çoğu sonradan boşa çıkmakta ve bebek sağlıklı olarak dünyaya gelmektedir. İhtimallerin sadece ihtimal olduğunu unutmayın (örnek: 11-14 testinde veya üçlü veya dörtlü testte Down sendromu ihtimali yüksek olsa da, amniyosentez sonrasında çoğu bebeğin sağlıklı olduğu ortaya çıkmaktadır).
18. HAFTA BEBEĞİNİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
Bebeğiniz bu haftalarda el ve ayak parmaklarını sık sıkı açıp kapar (resim) Bebeğinizin bağırsaklarında mekonyum adı verilen ilk dışkı da bu gebelik haftasından itibaren oluşmaya başlar. Erkek bebeklerde prostat gelişimi bu gebelik haftasında başlar ve tamamlanır.
Yandaki ultrason resminde bebeğinizin gözlerini görüyorsunuz. Bu haftada bebeğinizin gözleri nispeten büyüktür ve haftalar ilerledikçe “normale” döner.
İlk gebeliğinizse bebek hareketlerini gelecek haftanın başında karnınızda bir kelebeğin kanat çırpması gibi hissetmeye başlayacaksınız. Özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adaylarında hareketler 22. haftaya kadar algılanmaz. Doktorunuz size ultrasonda bebeğin hareketlerini gösterecektir.
Hareketlerin ilk algılanmasından sonra bebeğin büyümesine paralel olarak hareketler de güçlenecektir.
İlk hareketleri
Bebek ilk hareketlerine 8-10. haftada başlar. Oldukça zayıf bu hareketler ultrasonda gözlenir. Bağımsız kol ve bacak hareketleri 10. haftada, vücut ve baş hareketleri 16. haftada başlar ve 14. haftada başlayan solunum hareketleri çalışmaları 20-24. haftada hızlanır. Daha önce doğum yapmış olan anne adayları ilk hareketleri 16 hafta kadar erken bir dönemde hissederken ilk doğumunu yapacak olan anne adayları hareketleri 22. haftaya kadar hissedemezler. Anne adayları tarafından ilk hareketlerin hissedilmesi “canlanma” olarak tabir edilse de aslında bebek çok erken haftalardan itibaren “canlıdır”.
Hissedilen hareket baş ya da kol-bacakların “gerilmesi” şeklinde, vücudun “dönmesi” şeklinde, ya da “tekmeleme” şeklinde olur. Uyku-uyanıklık durumuna göre bebek saatte 8-40 arasında hareket yapar. Bunların yanlızca bir saniyeden uzun süren ve güçlü olanları anne tarafından hissedilir.
Her bebek baştan itibaren kendine özgü bir hareket etme alışkanlığı geliştirir.
Bebek hareketlerinin azalması” anne tarafından “bebeğin hareket etme alışkanlıklarının” değişmesidir. Bebeğin uyuması 20 dakika kadar kısa 2 saat kadar uzun olur. Ve bu dönemde hareketler oldukça azalır. Ancak önceden oldukça iyi oynayan bir bebeğin bir saat boyunca hiç oynamaması anormal kabul edilmelidir. Anne adayı sakin bir köşeye çekilerek bebeğinin hareketlerini tekrar değerlendirmeli, gerekli durumlarda doktoruna danışmalıdır.
Özellikle hareketlerin ilk hissedilmeye başladığı günlerde anne adaylarının bazıları bebeklerinin hareketlerinin azaldığını sanarak endişeye kapılırlar. Hareketlerin ilk hissedildiği günler en güçlü olanlarının algılandığı günlerdir ve tüm hareketler hissedilemediğinden anne adayında bebek oynamıyormuş hissi ortaya çıkar.
Gebelikte Denge Sorunu
Gebelikte karnınızın büyümesiyle vücudunuzun ağırlık merkezi değişir. Bununla beraber tansiyonunuzun düşme eğiliminde olması, kaslarınızın, eklem aralıklarınızın ve kaslarınızı kemiklerinize bağlayan liflerin gevşeme eğiliminde olması sizi denge kayıplarına ve düşmelere karşı riskli hale getirir.
Yapılan çalışmalar her üç anne adayından birinin gebelikte en az bir kez dengesini kaybederek düştüğünü göstermektedir.
Bu konuya duyarlı olmalısınız. Karlı ve buzlu havalarda yürüyüşler, merdivenden inişler, banyoda küvete giriş çıkışlar düşme riskinin nispeten yüksek olduğu anlardır. Özellikle dışarıda yürürken kullanacağınız ayakkabıların tabanlarının kaymayan cinsten olması çok önemlidir. Neyse ki anne adayları genellikle düştüklerinde “popolarının” üzerine düşerler ve bu düşüş bebeği darbelerden korur.
Günlük yaşamda emniyetinizi sağlayacağınız diğer bir durum da araç içi seyir anıdır. İster sürücü olun, ister yolcu olun gerekli önlemleri mutlaka almalısınız.
“Emin değilim ama bazı şüphelerim var, acilen bir gebelik testi yapılmasını öneriyorum”
Hamilelik dönemi, doğum ve doğum sonrası ile ilgili ayrıntılı bilgiler içeren bu bölümümüz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe tarafından hazırlanmaktadır.