Artık gebelikte 30. hafta dönemine girdiniz.
Bir anne adayı için en iyi yatış pozisyonu sol yandır.
Bu, sürekli duyduğumuz bir şeydir. Lakin yatış pozisyonu meselesi bazen anne ve baba adayında stres kaynağı olur. Bazı baba adayları gecenin bir saatinde anne adayını uykudan uyandırır. “Sol yanına yat, bebeğini ezeceksin.” veya “Bebeğe kan gitmeyecek” gibi yaklaşımlarda bulunur, ki bu gereksizdir.
Gerçekte ise anne adayı uyku dışındaki bir istirahat pozisyonunda sol yanına yatmaya özen gösterir.Ancak uykuda aldığı yatış pozisyonunu sıkı sıkıya denetlemesine gerek yoktur. Eğer riskli bir gebelik söz konusu değilse, anne adayı en rahat ettiği pozisyonda istirahat etmeli.
Vücuttaki kanı kalbe geri taşıyan ana toplardamarlar karnınızda sağ tarafta bulunur. Bu durum sola dönük yatış pozisyonu büyük damarlara en az bası olmasını sağlar. Böylece organlardan kalbe kan dönüşünün mükemmel bir şekilde devam etmesini sağlar. Bu şekilde yatmakta zorlanırsanız karnınızın altına bir yastık koyun. Lakin yatış pozisyonunu asla bir takıntı haline getirmeyin.
Mideden yemek borusuna asit kaçağı (“reflü”) nedeniyle mide yanması olan anne adayları yemekten sonra uzanmamalıdır. Simit, poğaça, asitli içecekler, midenin aşırı doldurulması yanma sorunu ortaya çıkarır. Yatarken vücudun üst kısmının alta göre hafifçe yüksekte tutmalısınız. Bu durum (başın altına konan ek yastıklarla) mide asidinin yemek borusuna kaçmasını engeller. Yemek borusu ile mide arasında bulunan kapak normalde tek yönlü çalışır. Mide yanması yaşıyorsanız bu sizin mide asidinizin yemek borunuzu tahriş ettiğini gösterir.
Yemek borusu asitlere karşı koruması olmayan bir yapıdır. Mideniz yandıkça bu bölgede kalıcı değişiklikler oluşabilir.
Eğer mide yanması sorununuzu aldığınız önlemlerle gideremiyorsanız doktorunuzun önerdiği “asit kaçağını önleyici” ilaçları mutlaka kullanmalısınız.
DOĞRUSUNU ÖĞRENELİM
İnsan ırkının gebelik süresi diğer canlıların çoğuna göre daha uzun olur. Ancak yine de bebeğiniz bu diğer canlılara göre birçok yetenekten yoksun bir şekilde dünyaya gelir. Memeli hayvanların çoğu doğumdan sonra annelerinin memelerini dakikalar içinde kendileri bulur. Direkt emmeye başlarlar, yanlış emme veya emmeme gibi sorunları yoktur. Böyle bir lüksleri de yoktur. Bildiğimiz kadarıyla gaz (kolik) sorunu da yaşamazlar, bu onların ayakta emmeleriyle ilgili olur. Yürüme, tehlikeyi algılama, kendini koruma, iletişim kurma, kendi besinlerini bulma, cinsellik ve diğer birçok beceri ya doğumda çoktan kazanmıştır veya kısa zamanda gelişir.
Daha alt sınıf canlılarda rahim içinde kazanılan birçok özellik insanda doğduktan uzun süre sonra kazanır.
Bunun bizlere getirdiği en önemli kazançlardan biri, size 9 Ay 10 gün ne kadar uzun gelse de, gebelik süresini kısaltmaktır. Bu özellikleri kazanmak için bebeklerimiz rahim içinde kalmaya devam etselerdi gebelik yıllar sürerdi. Size yine de halen yıllar sürecekmiş gibi gelen bu süre aslında insan gibi mükemmel bir canlının olması için gerekli en az süredir ve daha da azalması olağan görünmemektedir. İnsanoğlunun rahim içinde geçirdiği gelişim süreci yani gebelik süresi muhtemelen evrim süreci boyunca giderek kısalmış ve ancak bu seviyeye kadar inmiştir. Çok ileride eğer “yeni versiyonlarımız” ortaya çıkarsa belki gebelik süresi kısalır.
Bebeğinizin cildinde erken dönemlerde ortaya çıkan ve lanugo adındaki ipeksi tüyler yavaş yavaş kayboluyor.
Bebeğiniz göz kapaklarını düzenli olarak açıp kapatıyor.
Kemik iliği artık kan yapma işini yavaş yavaş karaciğerden devralmaya başladı.
“Bebeği emzirmek…”
Anneler bebeklerine ilk gördüklerinde aşık olurlar (babalar da öyle) ve acıkmış bir şekilde meme arayan bebeklerini içgüdüsel olarak hemen emzirmeye başlarlar.
Emzirmek hem anne hem de bebek için bedensel ve ruhsal sağlığa önemli katkılarda bulunan bir olgudur.
İçgüdüsel olarak gerçekleşen bu olgu için doğum sonrasında hiç bir müdahalede bulunmasanız dahi bebeğinizi meme ucunuza yaklaştırdığınızda hemen memeyi bulacak ve emmeye başlayacaktır.
Hamilelik dönemi, doğum ve doğum sonrası ile ilgili ayrıntılı bilgiler içeren bu bölümümüz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe tarafından hazırlanmaktadır.