Önemli Noktalar
- Bağımsızlık çocuklarımız için çok önemlidir.
- Bağımsızlığı verilmeyen çocuk kendine güven duyamaz, denemekten korkar ve aslında kendi başına yapabileceği birçok şeyi yardım almadan yapamayacağı hissiyatını taşır.
- Son zamanlarda popüler olan “Helikopter ebeveynler” tanımı aşırı kontrolcü, çocuklarının etrafında pervane olmaya çaba gösteren ebeveynleri tanımlamak için kullanılmaktadır.
- Ebeveynler, çocuğuna yardım için hazır bulunmalı ve ilgili olmalıdır ancak gereksiz müdahalelerle çocuğu geriletmemelidir.
- Bağımsızlık faaliyeti, çocuğun kendini inşa etme ve bağımsız kimliğinin oluşması sürecinde kilit unsurdur.
Bağımsızlık çocuklarımız için çok önemlidir.
Çocuklarımızın potansiyellerine ulaşabilmesi için keşfetme duygularının güçlü olabilmesi, denemekten korkmamaları, becerilerinin gelişmiş olması ve özgüvenlerinin yüksek olması gerekir. Tüm bunların temel yapıtaşı ise bağımsız olabilmelerine imkan tanınmasıdır. Çünkü bağımsızlığı verilmeyen çocuk kendine güven duyamaz, denemekten korkar ve aslında kendi başına yapabileceği birçok şeyi yardım almadan yapamayacağı hissiyatını taşır.
Bağımsızlık-sevgi dengesinin kurulması:
Çocuklarımıza bağımsızlıklarını vermek ilgisizlik ya da sevgisizlikle bağdaşmaz. İlgi ve sevgi her daim önemlidir. Ebeveyni tarafından reddedilen çocuklar sevgiyi hep başka yerde ararlar. Bu nedenle de duygusal olarak bağımlı olurlar. Özgüvenleri olmaz. Daha sonra bunun üstesinden gelebilirler ama bunun için çok çaba sarf etmeleri gerekebilir. Eğer ebeveynler eğitimli ve sevecen olursa, çocuk daha fazla bağımsızlık kazanabilir. Önemli olan çocuğumuzu sevmek, ilgi göstermek, onun için her zaman hazır olmak ancak her daim müdahale etmemek, kendi sorumluluklarını yerine getirmesine izin vermek, becerilerini geliştirebilmesi için ona alan tanımaktır.
Bazen ebeveynler “bağlılık” ve “bağımsızlık” konularını ayırt etmekte zorlanabilirler. Çocukları bağımsız yetişirlerse kendilerinden daha çabuk kopacaklarını düşünebilirler. Fakat bazen çocuklarının kendilerine olan bağımlılıkları ve onlara ihtiyaç duymaları hoşlarına gidebilir. Bazen de farkında olmadan aşırı koruyucu olabilirler. Ancak tüm bu davranışlar, çocuklarımızı potansiyellerinden bir adım uzaklaştırabilmekte ve kendi başlarına bir şeyleri yapamayacakları hissiyatı ile birlikte özgüvenlerinin baskılanmasına sebep olabilmektedir.
Son dönemlerde daha sık duymaya başladığımız “helikopter ebeveynler” tanımı aşırı kontrolcü, çocuklarının etrafında pervane olmaya çaba gösteren ebeveynleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Elbette bu çabanın en temel sebebi çocuklarına olan sevgileri ve onları koruma ihtiyacıdır. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da farkında olmadan da olsa aşırıya kaçmak aslında çok sevdikleri ve korumak istedikleri çocuklarına olumsuz sonuçlarla geri dönebilmektedir.
Aşırı Kontrolcü Ebeveynler genelde:
- Çocuğun her davranışına müdahale ederler.
- Çocuklarının risk almasına ve yanlış yapmasına izin vermezler ya da tahammül edemezler.
- Aşırı koruyucudurlar ve her an kontrolde olmak isterler.
- Aşırı verici olurlar.
Araştırmalara göre ebeveynin aşırı koruması:
- Çocukların bireyselleşebilmesi ve özgüvenlerinin güçlenmesi için engelleyici bir tutumdur.
- Çocuğun doğal büyüme potansiyelini baskı altına almaya neden olur. (Özellikle de sosyo-duygusal anlamda)
- Çocuğun risk almasını ve fikir geliştirmesini engeller. Çocuklar çoğunlukla kendi başlarına karar vermezler.
- Çocuğa yetersiz olduğu mesajı yayar.
- Çocuğa dünya ürkütücü olduğu için korunmaya ihtiyacı olduğu mesajını verir.
- Bağımlılığa neden olur.
- Ebeveynin sevgisin kazanmanın tek yolunun korumayı kabul etmek olduğu hissinin oluşmasına neden olur.
- Çocukların ileride duygularını ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmalarına sebep olabilir.
“Developmental Psychology” dergisinde yayımlanan bir araştırmada, çocuklar 2-5 ve 10 yaşlarında takip edilmiş ve 5 yaşındaki çocukların davranış problemleri ve duygusal gelişimlerinin yetersizliği ile 2 yaşındayken maruz kaldıkları aşırı korumacılığın bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Minnesota Üniversitesi öğretim üyelerinden olan Dr. Nicole Perry’nin de yazarı olduğu araştırma aynı zamanda 5 yaşında duygularını daha iyi kontrol edebilen ve başkalarına bağımlı olmaksızın kendi kendisini sakinleştirebilen çocukların 10 yaşına geldiklerinde daha iyi sosyal becerilere sahip olduklarını ve okulda daha üretken öğrenciler haline geldiklerini göstermiştir.
Çevresine uyuşması için en kolay adım risklerdir.
Ebeveynler, çocuğuna yardım için hazır bulunmalı ve ilgili olmalıdır ancak gereksiz müdahalelerle çocuğu geriletmemelidir. Üstelik çevresiyle kolay uyuşmak için çocuğun riskler almasına izin verilmelidir. Çocuklarımızın belli zamanlarda sıkılmasına ve kendi kendini oyalamasına izin vermek önemlidir. Aynı şekilde çocuklarımızın kendi problemlerini kendi başlarına çözmek için çaba göstermeleri, kendi kararlarını verebilmeleri ileride de duygularını regüle edebilmelerini, sosyal ortamlarda daha rahat olmalarını ve güvende hissetmelerini sağlayacaktır. Demek ki bağımsızlık faaliyeti, çocuğun kendini inşa etme ve bağımsız kimliğinin oluşması sürecinde kilit unsurdur.
Yazan ve Derleyen:
Funda Güngör Akpınar, Montessori Eğitmeni, Association Montessori Internationale
Özel Mutlu Panda Montessori Anaokulu Kurucusu
Kaynak: Montessori Institute of San Diego, Assistance to Infancy 2017
“Childhood Self-Regulation as a Mechanism Through Which Early Overcontrolling Parenting Is Associated With Adjustment in Preadolescence,”, Nicole B. Perry, PhD, University of Minnesota; Lilly Shanahan, PhD, University of Zurich; Jessica M. Dollar, PhD, Susan D. Calkins, PhD, and Susan P. Keane, PhD, University of North Carolina at Greensboro. Developmental Psychology, 18 Haziran 2018.