Önemli Noktalar
- Ağız yoluyla alınan besin veya besin katkı maddelerine karşı vücutta gelişen olumsuz reaksiyonlar besin alerjisi olarak tanımlanabilir.
- En sık besin alerjisi görülen dönem 0-1 yaş arasıdır ve en sık besin alerjisi oluşturan gıdalar inek sütü ve yumurta (özellikle beyazı) dır.
- Deri bulguları olarak, yüzde, ağız çevresinde alımı takiben ürtiker (halk arasında kurdeşen) olarak adlandırılan deriden kabarık, pembe renkli, üzerine basınca solan, kaşıntılı kabarıklıklar ortaya çıkar.
- Tanı kanda alerjene özgü antikor saptanması; altın standart test ” çift kör plasebo kontrollü besin yükleme testi” ile mümkündür.
Ağız yoluyla alınan besin veya besin katkı maddelerine karşı vücutta gelişen olumsuz reaksiyonlar besin alerjisi olarak tanımlanmaktadır.
Çocuklarda sıklığı %6-8’dir. En sık besin alerjisi olan dönem 0-1 yaş arasıdır. Bu dönmede sindirim sistemi gelişimini tamamlamadığı için normalde emilmeyecek büyüklükteki proteinler bağırsak cidarından kana geçer. Ve besin alerji reaksiyonlarına neden olur. Sindirim sistemi olgunlaştıkça bu “aşırı” geçirgenlik de ortadan kalkar. Ve süt çocukluğundaki besin alerjilerinin çoğunluğu ileri yaşlarda kaybolur. En sık besin alerjisi oluşturan gıdalar inek sütü ve yumurta (özellikle beyazı) dır. Soya, fıstık, deniz ürünleri, fındık ve buğday da sık alerji oluştururlar. Alerjiler deri, sindirim sistemi ve solunum sisteminde bulgu oluşturur; hatta “anaflaksi” dediğimiz ciddi sistemik reaksiyonlara yol açarlar.
Bulgular
Deri bulguları besinin alınmasından sonra dakikalar içinde ortaya çıkar. Yüzde, ağız çevresinde alımı takiben ürtiker (halk arasında kurdeşen) olarak adlandırdığımız deriden kabarık, pembe renkli, üzerine basınca solan, kaşıntılı kabarıklıklar ortaya çıkar. Sindirim sisteminde bulantı-kusma; karın ağrısı, ishal, gaz çıkarma, karın şişliği olmaktadır. Bazı gıdalar alerjik reaksiyon nedeniyle bağırsağın iç cidarında küçük yaralar oluşturur. Böyle durumlarda bebeğin/çocuğun kakasında kan veya mukus olur. Hapşırma, burunda doluluk-kaşıntı, göz yaşarması/kızarıklık/kaşıntı; ısrar eden öksürük; alt veya üst solunum yollarında daralma gibi bulgular ortaya çıkar.
Anaflaksi denilen ağır alerjik reaksiyonlar besin alımından dakikalar sonra hızla gelişir. Deri, solunum yolları, sindirim sistemi, dolaşım sistemi, merkezi sinir sistemi eş zamanlı/kısa aralıklarla etkilenir. Solunum zorluğu, tansiyon düşmesi, şok, ciltte döküntüler, şuur bulanıklığı gibi bulguların eşlik ettiği, hayati tehlike taşıyan reaksiyonlar gelişir. Hızlı ve doğru müdahale hayat kurtarıcıdır. Belirgin alerjisi olan ve anaflaksi riski taşıyan bireyler mutlaka bu durumu açıklayıcı bir bileklik veya kolye taşımalıdır. Hatta yanlarında hemen uygulanacak kalem şeklinde Adrenalin enjektörleri , antihistaminik ve kortizon bulundurmalıdırlar.
Ek gıda süreci
Bebeğin hangi gıdayı aldıktan sonra alerjik reaksiyon oluştuğu sorgulanmalıdır. Ek gıdalara başlarken yeni gıdalara gündüz vakti, az miktarda ve iki yeni gıda arasında 4-5 gün zaman bırakacak şekilde başlanmasının sebebi bu tip alerjik reaksiyonların oluşup oluşmayacağını gözlemektir. Yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde de annenin sütü aracılığıyla vücutlarına giren besin proteinlerine karşı alerji gelişeceği akılda tutulması gereken çok önemli bir noktadır. Bu durumda bebekte alerjik reaksiyon geliştiği zaman annenin neler yediği/içtiği dikkatle sorgulanmalı; şüpheli gıdalar anne beslenmesinden 1-2 hafta süreyle çıkarıldığında bulguların gerileyip gerilemediğine bakılmalı; bulgular gerilediğinde anne aynı gıdayı tekrar alırsa bebekte reaksiyonun tekrarlayıp tekrarlamadığına bakılması gerekir.
Bebeğe verilecek besin önce bebeğin alt dudağının iç yüzüne değdirilerek kızarıklık, şişlik, kaşıntı olup olmadığını takip ederiz. Tanı kanda alerjene özgü antikor saptanması; prick test /yama testi gibi cilt testlerinin uygulanmasıyla konmaktadır. Altın standart test ” çift kör plasebo kontrollü besin yükleme testi” (double blind placebo controlled food challenge-DBPCFC)dir. Şüphelenilen besini testten 1-2 hafta önce keserler. Testin sonucunun yorumlanmasına engel yaratacak antihistaminik, kortizon gibi ilaçlar kullanılmamalıdır. Test negatif kalırsa yalancı-negatif sonuçları elemek için şüpheli besin acil şartlarında gözetim altında bebeğe yediririz. Yaşamı tehdit eden anaflaktik alejik reaksiyon varlığında şüpheli besin belliyse yükleme testi yapılmaz. Belli değilse olası besinler gerekli müdahalelerin yapılacağı yoğun bakım şartları sağlandıktan sonra deneriz.
Kesin tanı konduysa sorumlu besini diyetten çıkarırlar. 1-2 yıl aralıklarla ağızdan alerjen gıda verilerek duyarlılığın geçip geçmediğine bakarlar. Süt , yumurta ve soya alerjisi genellikle geçicidir. Balık ve fıstık alerjisi ise ileri yaşlara dek devam eder.
Yazan:
Dr. Gülay Kara, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Muayenehane Hekim