Önemli Noktalar
- Bu dönemde uyku döngüsü ise genellikle açlıkla ilişkilidir ve ışığın etkisi daha azdır.
- Bu dönemde uyku döngüsü ise genellikle açlıkla ilişkilidir ve ışığın etkisi daha azdır.
- 3-6 ay arası dönemde bebeğin kendi kendine yummasını sağlayacak bir “uyku rutini” oluşturulması önemlidir ve anne-babalar bu rutine dahil olmamalıdır.
- Her bebek farklıdır. Önemli olan annenin bebeğini tanıması ve onun uyku ipuçlarını yakalamasıdır.
- Bebeklerde uyku sorunlarında davranışsal müdahaleler genellikle altı aydan sonra önerilir.
Yenidoğan bebekler doğduktan sonra dünyaya adaptasyon döneminde uzun süreler uyurlar.
Bu dönemde bebekler günde 16-20 saat uyurlar. 3-4 saatlik uykuları 1-2 saatlik uyanıklık dönemleri takip eder. Anne sütü alan bebeklerde bu döngü mama alanlara göre biraz daha kısadır. Bu dönemde uyku döngüsü ise genellikle açlıkla ilişkilidir ve ışığın etkisi daha azdır. 2-3 ay civarı uykunun büyük kısmı geceye yoğunlaşır. Bu nedenle gece-gündüz ritminin oturması için bebeklerin gece beslenmeleri durumunda ortamın karanlık ve sessiz olmasına özen göstermelisiniz. Etrafı fazla aydınlatan gece lambaları kullanmalısınız.
3-6 ay arası bebekler herhangi bir aracıya ihtiyaç göstermeden kendi kendilerine uyumayı öğrenir. Gece uyandıklarında da tekrar kendi kendilerine uykuya dalmayı öğrenirler. Bebeğin kısa uyanıklık dönemlerinde bebeğe aşırı duyarlı davranmak bebeğin tam uyanıklığa geçmesine neden olur. 6 aydan sonra uykunun REM/Non-REM periyodisitesinin başladığı ve bu döneme dek kendi kendine uykuya dalma becerisini geliştirmemiş bebeklerin gece uykuya dalmak için, ilk uzun gece uykusuna yatırırken ne yaptıysanız aynı şeyin tekrarlamanıza ihtiyaç duyarlar. Sallandıysa sallanacak, emzirildiyse emzirilecek vb.
Bu nedenle 3-6 ay arası dönemde kendi kendine uyumasını sağlayacak “uyku rutini” olması önemlidir. Anne-babalar bu rutine dahil olmamalıdır. Uyku rutini bebeğin uyku saati geldiğinde uykuya hazırlanmasıyla başlar. Öyle ki bebek bu rutin sonunda uykuya dalacağını bilir. Karnı tok, altı temizken (banyo yaptırıp sonrasında masaj uygulamalısınız.) yatağına koymak, hep aynı uyku müziğini çalmak, bebeğin tercih edeceği bir “uyku arkadaşı”nı yanında bulundurmak gibi bir rutin kurmalısınız. Çocuğun sakinleşmesine imkan vermek için fiziksel aktiviteler uyku zamanından 1-2 saat önce bitmelidir.
Her bebek farklıdır.
Önemli olan annenin bebeğini tanıması ve onun uyku ipuçlarını yakalamasıdır. Gece-gündüz döngüsünün oluşması için sabahları pencerenin açılıp içeriye ses, ışık ve temiz hava girmesini sağlamalısınız. Gün içerisinde yapılan fiziksel etkinlikler ve açık havaya çıkması da bebeğin uyku düzenine katkısı olur.
Uykusunun geldiğinin işaretlerini veren, altı temiz ve karnı tok bebeğin kendi başına uykuya dalması için yatağına yatırın. Anne sütü alıp memede uyuyan bebekler dışında bebeğin yatağına uyumak üzereyken bırakmak amaçlanır. Uykuya geçiş için sallama, emme gibi yöntemlerin kullanmamanızı öneririz. Aksi halde bebek gece 1.5-2 saat aralıklarla uykusu her yüzeyselleştiğinde aynı davranışını tekrarlamanızı bekleyecektir. Bebekler mümkün olduğunca uzun uykuya dalacakları yerde uyutulmalıdır. Örneğin salonda uyutup odasına taşınan bebek gece uykusu hafiflediği zaman uyuttuğunuz yerden farklı bir ortamda olduğunu anlar ve etrafı inceler, uykusu açılır.
Bebeklerde uyku sorunlarında davranışsal müdahaleler genellikle altı aydan sonra önerilir.
Bu konuda önerilen ilk yöntemde yatağa uyuması için konan bebek ağladığı zaman kucağa alınmaz. Ağlamayı tamamen görmezden gelmek. Ebeveyn ilgisi yani ödül ortadan kalkar. Bu yöntemi etkili bir yöntem olarak kabul ederiz. Bununla birlikte anne-babalar tarafından genellikle tercih edilmez.
Kontrollü ağlama olarak da adlandırdığımız Ferber yönteminde ise bebeğin ağlamaları giderek artan belirli sürelerde görmezden geliriz. Bu yöntemin amacı da bebeğin uykusu geldiğinde bağımsız olarak (emme, sallama, biberon kullanımı vb. olmadan) uykuya dalmasıdır. Önce 2, sonra 5, sonra 10 dakika aralıklarla bebeğin yanına girmelisiniz. Ebeveyn ilgisi kısa ve sıkıcı olmalı, uyku reddini pekiştirecek ışıkları açma, oyun oynama gibi davranışlardan kaçınmalısınız. Ağlamaların ilk birkaç günde artacağını, çocuğun sınırları zorlayacağını unutmamalısınız. Ağlama süresi uzayınca vazgeçip çocuğu yatağa almak, çocuğa ağlamanın şiddetini arttırdığında istediğini elde edeceği mesajını verir. Yöntem süresince kararlı ve tutarlı davranmak önemlidir. Bu nedenle her iki ebeveyn için de uygun zamanı seçmelisiniz. Gece az uyuyan bebeğin gündüz uyuma süresini arttırmamalısınız.
Aynı yöntemin farklı bir uygulamasında ebeveyn odadan yavaş yavaş çıkar.
Önce yavaş yavaş yataktan uzaklaşır, daha sonra odadan çıkar. Bazı ebeveynler uyku eğitiminin ilk haftasında bebeğin odasında ayrı bir yatakta yatıp ağlamaları görmezden gelme yöntemini kullanırlar. Diğer bir uygulamada da ebeveyn bebeğin yatağında veya yatağın yanındaki sandalyede oturur. Ve giderek ortamdan çıkar.
Gece sürekli aynı saatte uyanan çocuklarda çocuğun beklenen uyanma zamanından 10-15 dakika önce uyandırılması önerilir. Planlanmış uyandırmalar arası süre giderek uzatılarak bu davranışın bitmesi beklenir. Bu yöntemin uzun zaman alacağı akılda tutulmalıdır.
Bazı kaynaklarda bebeğin yatağının yanında oturup her ağladığında kucağa alıp kısa süre içinde sakinleştirip tekrar yatağa yatırıp üzerini örtmek olarak özetlenen “yatır/kaldır” yöntemi de önerilmektedir. Bu yöntemde bebek hem yalnız olmadığını bilir hem de kendi kendine uyuması gerektiğini öğrenir.
Bebeğin yaşamının ilk yılındaki gece uyanmalarının ve anneye ihtiyacının sorun olup olmadığını tartışan ekoller unutulmamalıdır. Uykusunu iyi alan annelerin aslında bebekleri yanı başında emziren anneler olduğunun gösterilmesi ‘breastsleeping’ kavramını gündeme getirmiştir. Annenin bebekle birlikte yatmasının gece emzirmelerini ve emzirme süresini artırdığı ileri sürülmektedir.
Yazan ve Derleyenler:
Dr. Gülay Kara, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Muayenehane Hekimi