Önemli Noktalar
- Çocukların bütün ağlamaları, ayrılmamak için size yapışmaları, davranış bozukluğunun işareti değil, büyüyen çocuğunuzun doğal gelişiminin bir parçasıdır.
- Bu dönemdeki çocuk annesinin yanındayken kendini güvende hisseder ve bu güven duygusu anne görüş alanından çıktığında zedelenir.
- Erken çocuklukta hemen her çocuğun yaşadığı “ayrılık kaygısı” sadece çocuklar için değil, ebeveynler için de stres kaynağıdır.
- Her zaman yüzünüzde bir gülücükle kısa bir veda ederek ayrılın.
- Vedalaşırken ne zaman döneceğinizi onunla paylaşın ve bunu onun zaman birimlerini kullanarak yapın.
Anne Beni Bırakma…(Sibel Bilge Kancal’ın kaleminden)
Göz yaşı dolu can hıraş bir ağlama, size yapışıp bırakmamalar…
Bir kaç saat için iki yaşındaki oğlunuzu büyükannesine bırakmayı planlıyordunuz. Ama tam kapıda oradan ayrılmak üzereyken eski Türk filmlerine yaraşır ayrılık sahnesinin içinde buluverdiniz kendinizi.
Bütün bu ağlamalar, ayrılmamak için size yapışmalar, davranış bozukluğunun işareti değildir. Lakin büyüyen çocuğunuzun doğal gelişiminin bir parçasıdır. Çoğunlukla ilk defa bebeğiniz 7–8 aylıkken kendini gösteren “ayrılık kaygısı” bir süre kaybolur gibi olur. Fakat bir buçuk yaşına doğru tekrar başlar. Bu dönemdeki çocuk annesinin yanındayken kendini güvende hisseder. Ancak bu güven duygusu anne görüş alanından çıktığında zedelenir. Çocuk içinde bulunduğu odada artık göremediği annesinin varlığını da sorgular. Annesinin sadece yan odaya kadar gittiğini, az sonra geri geleceğini kavrayamaz. Onun bir anda ortadan kaybolmasını anlamlandıramadığı için kaygılanır. Zaman kavramını anlamayan çocuk için annenin “Şimdi gidiyorum ama yarım saat sonra geleceğim, merak etme.” demesi bir şey ifade etmez. Bu nedenle annesinin oradan ayrılacağı ve ayrıldığı andan itibaren var olmayacağı düşüncesiyle bir endişeye kapılır.
Erken çocuklukta her çocuğun yaşadığı “ayrılık kaygısı” sadece çocuklar için değil, ebeveynlerde de stres kaynağıdır. Birçok anne sırf bu anın onlarda yarattığı suçluluk duygusunu yaşamamak için çocuklarından ayrı vakit geçirmezler. Ama bu tabi ki çözüm olamaz. Çocuğun yaşadığı “ayrılık kaygısı”nı azaltmanın başka yöntemleri elbette var. İşte annelere bazı öneriler:
Sessizce, çaktırmadan ortadan kaybolmak iyi bir çözüm gibi gelir. Bu yöntem sizi kısa dönemde o stresli anı yaşamaktan kurtarsa da çocuğunuzun kaygısını kesinlikle gideremez. Aksine daha da artmasına ve sonraki ayrılıkların daha da zor yaşanmasına neden olur.
Gözyaşlarına karşı kaygılı davranmamalıyız. Çünkü;
Her zaman yüzünüzde bir gülücükle kısa bir veda ederek ayrılın. Ayrılma seremonisini uzatmak, onun ağlamalarının sizde yarattığı endişeyi, üzüntüyü ona hissettirmek çocuğunuzun kaygısını arttırır.
Ayrılık anını yaşarken çocuğunuz duygu yoğunluğu ve artan kaygı nedeniyle yapacağınız hiç bir açıklamayı, onu rahatlatmak için söyleyeceğiniz hiç bir sözü duyamaz. Ayrılma zamanından önce ona mutlaka bire bir zaman ayırın. Bu zamanı ona bir kitap okuyarak, istediği bir oyunu oynayarak veya onunla sohbet ederek geçirebilirsiniz. Bu esnada bir süre sonra gitmek zorunda olduğunuzu ama çok geçmeden döneceğinizi söyleyerek onu hazırlarsınız.
Vedalaşırken ne zaman döneceğinizi onunla paylaşın ve bunu onun zaman birimlerini kullanarak yapın. “Sen öğle uykusundan uyandığında ben gelmiş olacağım” veya “Sen akşam sütünü içerken geleceğim” dediğinizde çocuğunuz için geri geleceğiniz fikri daha kabul edilir hale gelir. Ayrılıkları günün aynı saatinde yaşarsa çocuk, öngörülebilir olmasını ve düzenin bir parçası olmasını kabul eder.
Bu yöntemleri kararlı şekilde uyguladığınızda çocuğunuzla yaşadığınız dramatik ayrılık sahnelerinin zamanla azaldığını, sonra da tamamen ortadan kalktığını göreceksiniz.
Çocuğunuzu kendi evinde bir aile büyüğü veya bakıcıyla bırakmak veya daha önce sizinle defalarca gittiği büyükannesinin evine bırakmakla onun için çok yeni olan bir anaokuluna başlarken bırakmak arasında fark olduğunu vurgulamakta yarar var. Okula yeni başlayan çocuk sadece ayrılık kaygısı yaşamaz. Aynı zamanda yabancı mekanda tanımadığı yetişkinler, daha önce beraber olmadığı kadar çok sayıda yaşıtıyla karşılaşır. Ona bu yeniliklere alışması için zaman tanımak ve bu esnada kendini güvende hissetmesini sağlamak üzere bir süre görüş alanında olmak bu süreci yönetmeyi kolaylaştırır.
Erken çocukluk dönemindeki çocuğun yaşadığı “ayrılık kaygısı”nı tamamen ortadan kaldırmak tabii ki olası değildir. Ancak doğru yaklaşımınızla, kararlı ve olumlu tutumunuzla çocuğunuzun bu kaygıyla başa çıkmasını desteklersiniz.