Merhaba! Kidokit’le haftalık buluşmamıza hoş geldiniz.
Ve tatlı bebeğinizle iki ayınız dolmak üzere. Artık birbirinize alıştınız ve her gün yeni bir şeyler keşfetmenin keyfini yaşamaya başladınız diye umuyoruz. Bu hafta size “Bebeğinizin Dil Gelişimi”nden bahsederek başlayacağız.
Dil gelişimi…
Bebeğiniz doğduğunda yaptığı ilk şey solumak (solunum) ve ağlamaktır. O ilk ağlamayı duyduğumuzda hepimiz bir oh çeker ve mutlu oluruz. İlk günlerinde bebeğinizin ağlaması, kısa ve derin soluklar alması konuşmasının temelini oluşturacaktır.
Yeni doğan bebeğinizin yüz ifadesi henüz belirsiz ve anlamsızdır. Önümüzdeki haftadan itibaren bebeğiniz meme emerken annesinin yüzünü incelemeye başlayacaktır. Karşılıklı bakışlar giderek anlam kazanan bir iletişim aracı olur. Bebeğiniz her geçen hafta size daha uzun uzun bakmaya; kas kontrolünü kazandıkça elleriyle yüzünüze dokunmaya başlayacak ve sizi daha yakından keşfetmeye çalışacaktır. Bebeğinizi mümkün olduğunca yüzünüze yakın tutup onunla bol bol yavaş ve sakin bir ses tonunda konuşun. Sizi dinlemeye bayılacaktır. Bebeğinizin işitme duyusu anne karnındaki 5. aydan itibaren gelişmiştir. Bebeğinizle iletişime daha bu aylardan geçmenizi öneririz. Bu aylardan onunla konuşmanız, ona şarkılar söylemeniz, sizin ve babasının ona kitaplar okuması daha dünyaya gelmeden iletişiminizin temellerini atabilir. Şayet bu fırsatı kaçırdıysanız da hemen başlamanız en büyük tavsiyemizdir. Çocuğunuzun iletişiminde, dil gelişiminde ve sosyalleşmesinde işitme duyusunun gelişmesi çok önemlidir. Yenidoğan tarama testleri arasında işitme testi de yer almaktadır. İşitme testinin mutlaka ilk 10 gün içerisinde yapılması önerilmektedir. Bu bilgiyi 1. hafta da sizinle paylaşmıştık. Ancak aramıza yeni katıldıysanız ve bebeğinizin işitme testi yapılmadıysa hiç zaman kaybetmeden yaptırmanızı öneririz. Erken teşhis, tedavi için çok önemli olduğundan işitmenin kontrolü büyük önem taşır. Kidokit uygulamamızda işitme de dahil duyu gelişimine ilişkin pek çok destekleyici aktivite sunulmaktadır.
Bebeğiniz ağlama sırasında sesler çıkarmak için gerekli çene ve dil hareketlerini tekrarlayacak; ses ve solunum düzenleme becerisi kazanacaktır. Bebeğinizin sessiz ama uyanık ve tetikte olduğu zamanlar ise genelde öğrenmenin tam anlamıyla gerçekleştiği ya da pekiştiği anlardır. 0-3 aylarda seslere başını çevirip bakan ve sadece mırıldanma ve gülümsemeyle karşılık veren bebeğiniz, 3-6 ay arasında bababa, gagaga, dadada gibi anlaşılmaz sesler çıkarmaya başlayacaktır. Altı aydan sonra ise ilk hecelerini hatta kelimelerini söylemeye başlayabilecektir. Dil gelişimi aşamaları için linki tıklayınız.
Bebeğinizin dil gelişimini desteklemek için neler yapabilirsiniz?
Bebeklerin insanların vücut dillerini, enerji, stres ya da mutluluklarını anlama konusunda oldukça yetenekli oldukları söylenir. Gerçekten de bebeğinizi yetiştirirken göreceksiniz ki siz ne kadar stresli olursanız o da o kadar stresli olacak, siz ne kadar rahat ve sakin bir dille (hem vücut diliniz hem de söyleyiş şeklinizle) iletişim kurarsanız bebeğiniz de o kadar sakin ve uyumlu olacaktır. 2007 yılında Washington Üniversitesi Beyin Bilim Enstitüsü’nde 18 aylık bebeklerle yapılan bir deneyde bebeklerin insan ifadelerini hemen anlayarak karşılaştıkları kişilere farklı davrandıkları gözlenmiştir.
Bebeğinizle sakin ve güvenli bir iletişim kurmanız için öncelikle onunla olduğunuz anlarda mümkün olduğunca günlük streslerinizden arınmanızı ve geçireceğiniz keyifli dakikalara odaklanmanızı önereceğiz. Bebeğinizle kaliteli vakit geçirmek için şarkılar söyleyebilir, onunla küçük konuşmalar yapabilirsiniz. Sizin sakinliğiniz ve korumacılığınız bebeğinize kendisini güvende ve iyi hissettirecektir. Yanıt veremese de sizi dinlemek çok hoşuna gider. Bebeğinizle mümkün olduğunca tane tane, sakin bir ses tonuyla ve sevgi dolu mimiklerle konuşmaya özen gösterin. Unutmayın, onu bu yabancı dünyaya siz getirdiniz ve bu dünyayı güzel bir dünya olarak tanıtmak da sizin elinizde. Sizin varlığınız onun için en büyük güven, sevgi dolu dokunuşlarınız da en büyük mutluluk kaynağı!
Evde başka işlerle uğraşmanız gerektiğinde bile eğer bebeğiniz uyanıksa bir yandan da onunla konuşmaya devam edin. Sizi uzaktan dinlemekten hoşlandığını göreceksiniz! (Sizin güzel ve sakin konuşmalarınız ona televizyondan gelecek yüksek sesli kontrolsüz seslerden çok daha iyi gelecektir. Eğer sizi dinlemesi mümkün olmayacaksa bebeğinizi televizyonun açık olduğu bir oda yerine bir süre hoşuna gidecek bir müzik ile baş başa bırakmak doğru bir seçim olur.) Bebeğinizle birlikteyken çevrenizdeki objeleri isimlendirin ve bunu yaparken mümkünse dokunarak neden bahsettiğinizi ona gösterin. Yaptığınız eylemleri tanımlayın ve basit kelimelerle anlatın. (Örneğin şimdi banyo yapacağız. “Şimdi seni soyacağım. Haydi çorabını çıkartalım” vb. Yüzüne ve vücuduna dokunarak isimlendirin. “Hani nerede gözler, işte burada gözler; hani ağız nerede, işte ağız da burada vb.) Konuşmalarınıza ufak mimik ve oyunlar katmanız iletişiminizi daha da keyifli hale getirecektir. Ellerini gösterdiğinizde bir bir parmaklarını sayabilir; ellerini tutup kaldırıp hadi kocaman yapalım diyebilir ya da şimdi küçük olsun diyerek hareketlerle belli tanımlamalar yapabilirsiniz. Bir süre sonra bebeğinizin bu kelimeleri söylediğinizde hareketlerinizi tekrar edebildiğini göreceksiniz.
Dil gelişimini teşvik etmek için yapabileceğiniz diğer bir şey ise konuşurken bebeğinizin ağzınızı izlemesine izin vermenizdir. Bebeklerin karşılarında bir insan olduğunda ve karşısındaki insanın ağzını, nasıl konuştuğunu izlediğinde aynı konuşmayı örneğin televizyonda seyretmesinden çok daha etkin bir şekilde öğrenebildiği gözlemlenmiştir. Kidokit uygulamamızda sizlere bu konuda önerdiğimiz videolarımızı (örneğin kırımızı ruj videosunu) izlemenizi tavsiye ederiz.
0-6 yaşlar arasında farklı dillerle karşılaşmak bebeğinizin hem zahmetsizce bu dilleri öğrenebilmesini sağlıyor hem de beyin gelişimine katkıda bulunuyor…
Dil gelişimine ilişkin bilmenizi istediğimiz bir başka konu ise çocuklarımızın farklı lisanlar konuşulan ortamlarda olmasının faydalarına ilişkin. Chicago Üniversitesi’nde 16 aylık bebeklerle yapılan bir araştırmanın sonuçları oldukça ilgi çekici. Çalışmada bebeklerin onlara hitaben konuşan insanların niyetini anlamaları arasındaki farklar araştırılıyor. Sonuçlara göre birden fazla dilin konuşulduğu bir ortamda büyüyen bebeklerin soyut kavramları anlamalarının ve karşılarındaki kişilerin niyetlerini sezme yetilerinin, tek dil konuşulan ortamda bulunan yaşıtlarına göre daha iyi olduğu ortaya çıkıyor. Tıpkı yetişkinler gibi, bebekler de iletişimin sosyal bir durum olduğunu biliyor ve iletişime dahil olmak için sosyal ipuçlarından yararlanıyor. Yalnızca bir dilin konuşulduğu ortam ile birden fazla dilin konuşulduğu ortam, bebeklerin iletişim becerilerini etkileyen sosyal koşullar açısından birbirinden farklılık gösteriyor. Birden fazla dilin konuşulduğu ortamda bebekler konuştuğu kişiye göre kullanacağı dili başarıyla değiştiriyor ve yeni kelimelerin anlamlarını öğrenirken daha esnek oluyor.
Bunun yanı sıra farklı çalışmalar çocuklarımızın bebeklikten itibaren, özellikle 0-6 yaşlar arasında, farklı dillerle karşılaşmalarının beyin gelişimi için de çok olumlu sonuçları olabileceğini söylüyor. Ancak farklı bir dille karşılaşma şayet televizyon ya da dijital ortamda ise bir etkisi olmuyor. Ancak gerçek bir kişiden farklı bir dili dinlediğinde tepkiler ve öğrenim çok daha yüksek oluyor. Bu konuda vaktiniz olursa mutlaka izlemenizi tavsiye edeceğimiz bir sunum var. Dr. Patricia Kuhl tarafından TED Talks’ta yapılmış bir konuşmayı izlemenizi öneriyoruz. Konuşmanın bağlantısını aşağıda bulabilirsiniz. Arzularsanız Türkçe altyazı ile izleyebilir ya da Türkçe ses kayıtlarını da okuyabilirsiniz.
https:/www.ted.com/talks/patricia_kuhl_the_linguistic_genius_of_babies
Umarız siz de dinlemekten bizim kadar keyif alırsınız.
ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA
Bu hafta aşı takvimine dikkat!
Bu haftayı bitirmeden önce aşılarla ilgili bir hatırlatmamız var! Sağlık Bakanlığı çocukluk dönemi rutin aşı takvimine göre bebeğinizin sekiz haftalık iken üç aşı olması önerilmektedir. Bunlardan bir tanesi BCG yani tüberküloz aşısı, bir diğeri karma bir aşı olan DaBT-IPA-Hib yani difteri, asellüler boğmaca, tetanos-inaktif polio-hemofiluz influenza tip b aşısı ve KPA yani konjunge pnömokok aşısıdır. Kidokit uygulamamıza üye olduğunuzda çocuğunuz için hazırlanmış olan aşı takviminden aşılarını da takip edebilirsiniz.
Haftaya tekrar görüşmek dileğiyle…