Önemli Noktalar
- • İnsanda açlık, susuzluk, korunma gibi içgüdülerin yanında amacı insan neslini devam ettirmek olan cinsellik içgüdüsü vardır.
- • İlk üç aylık hamilelik döneminde bazı anne adayları cinsel ilişkinin kendilerine ya da bebeklerine zarar vereceği, düşüğe neden olacağı korkusunu yaşayabilirler.
- • 3-6 ay arası hamilelik döneminde, ilk hamilelik aylarında görülen belirtiler yavaş yavaş ortadan kalkar ve anne adayı bedensel olarak kendini daha iyi hisseder.
- • Hamilelikte 6. aydan doğuma kadar olan dönemde ise, yorgunluk, uykusuzluk, mide problemleri (yanma), memelerden süt gelmesi gibi belirtiler gibi libidonun azalmasına ve anne adayının cinselliği yeniden ikinci plana atmasına neden olabilir.
İnsanda açlık, susuzluk, korunma gibi içgüdülerin yanında amacı insan neslini devam ettirmek olan cinsellik içgüdüsü vardır.
Bu içgüdü insanın libido (“cinsel arzu”) adlı iç enerjisini harekete geçirir. Bireyin cinselliği kaynağını bu enerjiden alır. Cinsellik konusu gelişmiş toplumlarda insanların birbirleriyle rahatlıkla paylaştıkları bir konudur. Ancak gelişmekte olan toplumlarda halen bir tabu olarak varlığını sürdürmektedir.
Cinsel yaşamın tabu özelliğini koruması nedeniyle hamilelikte cinsellik anne baba adaylarının doktorlarına soramadıkları bir konudur. Bu yüzden de bilgilerinin yetersiz olduğu bir konu olmaya devam eder. Doktorlar da çoğu zaman anne ve baba adaylarıyla yaptıkları görüşmelerde bu konu üzerinde fazla durmazlar. Cinsellik konusu çoğu durumda gebelikle ilgili bir problem yaşandığında gündeme gelir. Bu durumda da genellikle cinselliğin bir süre yasaklanması söz konusu olur.
Gebelik dönemi anne adayında çeşitli bedensel ve ruhsal değişikliklerin meydana geldiği bir dönemdir.
Libido (cinsel arzu) bu değişikliklere göre gebeliğin bazı dönemlerinde azalır. Bazı dönemlerinde normale döner. Hatta bazen artış gösterir. Libidodaki bu değişiklikler anne adayında oldukça belirgindir. Baba adayında ise libido değişiklikleri genellikle hafiftir ya da hiç değişiklik gözlenmez.
Bu sayfanın amacı cinsel yaşam hakkındaki bilgilerinizi tamamlamak. Ayrıca gebelikte bu alanda ortaya çıkan değişiklikler hakkında fikir sahibi olmanızı sağlamaktır. Aranızdaki cinsel uyumun gebelikte sürmesi ortaya çıkan bu değişikliklerin kökenini anlamanıza bağlıdır.
Gebeliğin kadının cinsel yaşamı üzerine etkileri
Anne adayının cinsel yaşamında ortaya çıkan değişiklikler hamilelik dönemlerine göre ayrı ayrı ele alınır.
Birinci trimester (ilk üç aylık hamilelik dönemi)
Gebeliğin ilk dönemi özellikle ilk gebeliğini yaşayanlarda bulantı-kusma, yorgunluk, uykuya eğilim, belirtilerinin yaşandığı dönemdir. Bazı anne adaylarında “tiksinme” eşinin normal vücut ve nefes kokularına tahammül edemeyecek kadar ileri boyutlardadır.
İlk gebeliğini yaşayan anne adayları gebelikte kendilerini nelerin beklediği konusunda endişelere kapılırlar. Özellikle plansız oluşan gebeliklerde doğum sonrası artacak olan sorumluluklar, anne rolünü üstlenmede yaşanacak zorluklar, doğumun ve aileye katılacak yeni bireyin getireceği maddi yük ve diğer sosyal özellikler anne adayında kaygı ortaya çıkmasına neden olur. Duygusal dalgalanmalar, bedenin gebeliğin ilerlemesiyle alacağı görüntü ile ilgili olumsuz düşünceler yine erken gebelik döneminin sık rastlanan ruhsal değişiklikleri arasındadır. Bazı anne adayları cinsel ilişkinin kendilerine veya bebeklerine zarar vereceği, düşüğe neden olacağı korkusunu yaşarlar.
Tüm bu bedensel ve ruhsal değişiklikler libido azalmasına ve çoğu durumda anne adayının cinsel ilişki ihtiyacını ikinci plana atmasıyla sonuçlanır ve cinsel ilişki sıklığı azalır. İlişki esnasında memelere dokunulduğunda cinsel nitelikli uyarandan çok ağrı oluşması, genital bölgenin kanlanmasının artmasıyla bölgenin nispeten daha ödemli hale gelmesi ve penisin girişi esnasında ağrı ortaya çıkması gibi nedenler de libido azalmasına katkıda bulunur.
Gebelikte genital bölge kan akımının artması anne adayının orgazmı daha yoğun yaşamasına neden olur. Kanlanma artışı genital bölgedeki salgı bezlerini güçlendirdiğinden ilişki öncesi genital bölgede nemlenme daha kolay olur.
İkinci trimester (3-6 ay arası hamilelik dönemi)
İkinci trimester anne adayının hamileliğin fiziksel değişikliklerine uyum sağlamaya başladığı bir dönemdir. İlk hamilelik aylarında görülen belirtiler yavaş yavaş ortadan kalkar. Anne adayı bedensel olarak kendini daha iyi hisseder.
Bu trimester gebeliğe ruhsal uyumun da başladığı dönemdir. Anne adayı artık gebe olduğu gerçeğini ve hayatına getireceği değişiklikleri kabul etmiştir. Anne olma fikri birçok anne adayına heyecan verir.
Bedendeki değişiklikler de kabul edilmiştir. Karnın büyümesi ve bebeğin hareketlerinin hissedilmesi anne ve baba adayı için bir mutluluk kaynağıdır.
Böylece ikinci trimesterde fiziksel yakınmalarından kurtulan ve psikolojik olarak gebeliğe daha çok uyum sağlayan anne adayında cinsel ilişkiye karşı ilginin arttığı gözlenir.
Birinci trimesterde başlayan genital bölge ve memelerdeki kanlanma artışı bu trimesterde de devam eder. Kanlanmanın artması anne adayının orgazmı çok daha yoğun yaşamasını sağlar.
Rahim kasılmaları:
Normal bir cinsel ilişki esnasında ve özellikle orgazm oluştuğunda rahimde kısa süreli kasılmalar meydana gelir. Bu kasılmalar hamile olmayan ya da gebeliğin ilk aylarında olan kadın tarafından hissedilmezler. Ancak rahimin büyümesiyle ikinci trimesterden itibaren kasılmalar anne adayı tarafından belirgin bir şekilde hissedilir. Bu rahim kasılmaları esnasında bebeğin hareketleri geçici olarak azalır. Normal seyreden bir gebelikte bu kasılmaların bebeğe herhangi bir zararı sözkonusu değildir. Kasılmalar bittikten kısa bir süre sonra genellikle bebek hareketleri artmış bir şekilde yeniden başlar. Bu konuda tecrübesi veya bilgisi olmayan anne adayında kasılmalar ve bebek hareketlerinin azalması endişe uyandırıcıdır.
Üçüncü trimester (hamilelikte 6. aydan doğuma kadar olan dönem)
İkinci trimesterde azalan fiziksel şikayetler bu dönemde rahimin büyümesiyle farklı şekilde tekrar ortaya çıkar. Yorgunluk, uykusuzluk, mide problemleri (yanma), rahimde belli zamanlarda oluşan hazırlayıcı kasılmalar (Braxton-Hicks kasılmaları), bacaklarda kasılmalar, memelerden süt gelmesi gibi belirtiler, cinsel ilişki ve orgazm esnasında ortaya çıkan güçlü rahim kasılmaları libidonun azalmasına ve anne adayının cinselliği yeniden ikinci plana atmasına neden olur.
Yaklaşan doğumun verdiği ağrı korkusu, doğumda normaldışı durumlar oluşacağı korkusu gebeliğin bu döneminde olur.
Rahimin büyümüş olması nedeniyle ilişki esnasında belli pozisyonlar daha ağrılı ve rahatsızlık verici olmaya başlar. Çiftlerin bu dönemde değişik pozisyonlar arasından kendilerine uygun olanını kendileri belirlemeleri gerekir.
Pelvis bölgesindeki kanlanma artışı ve rahim kasılmaları cinsel ilişkideki hazzı ve orgazmın yoğunluğunu genellikle artırır.
Lohusalık dönemi
Lohusalık döneminde doğum eyleminin verdiği tükenmişlik ve yorgunluk belirtileri ortaya çıkar. Ayrıca aileye katılan yeni bireyin bakımı için uykusuz kalınan gecelerin yaşandığı bir dönemdir.
Doğum eyleminde vajina mukozası incelmiş, vajinanın cinsel uyarıya bağlı olarak verdiği nemlenme cevabı azalmıştır. Doku travmasına bağlı olarak genital bölgede şişkinlik ortaya çıkmıştır ve bölge ağrılıdır.
İlişki esnasında ağrı duyma korkusu, epizyotomi (bebeğin başının çıkması için kesilen bölge) yerine ya da ameliyat yerine zarar verme korkusu, vücut imajı hakkında olumsuz düşünceler, emzirme esnasında ortaya çıkan cinsel uyarılmadan heyecanlanma ya da suçluluk duyma gibi ruhsal değişiklikler sık gözlenir.
Lohusalık döneminde cinsel uyarılma süresi uzar. Bebeğin ağlaması veya emzirme zamanının gelmesi gibi etkenler annenin ilişki esnasında konsantrasyonunu yitirmesine neden olur.
Sonuç olarak lohusalığın başından 4-6 hafta sonrası döneme kadar cinsel ilişkiye ilgi azalmıştır. Kadınların çoğu 6 haftalık aradan sonra ilişkiye tekrar başlamayı uygun görürler. Bir kısmıysa daha kısa süre içinde kendilerini hazır hisseder cinsel yaşamlarına kaldıkları yerden devam ederler.
Hamilelik döneminde cinsel ilişki şu durumlarda kısıtlanmalıdır:
Önceki gebeliklerinde:
tekrarlayan düşük, erken doğum, rahim ağzı yetmezliği ve buna bağlı erken doğum ya da düşük öyküsü olan,
Mevcut gebeliğinde:
düşük tehdidi, erken doğum tehdidi, suların erken gelmesi, vajinal kanama, genital bölgede enfeksiyon gibi normal dışı durumları olan anne adaylarının bu normal dışı durum ortadan tümüyle kalkana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir. İlişkinin yasak olduğu süre doktor tarafından belirlenir. Bebeklerinde ağır gelişme geriliği ya da başka nedenlerle fetal distres gelişme riski yüksek olan anne adaylarının da doktorlarının belirlediği bir dönemden itibaren cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir.
Bu risk faktörlerini taşımayan anne adaylarında cinsel ilişki anne adayının kendini rahatsız hissetmemesi koşuluyla tüm gebelik boyunca devam eder.
Baba adayında cinsel yolla bulaşan hastalık saptandığında ise enfeksiyon tedavi edilmeli ve doktor önerisine göre hareket edilmelidir.
İster ilişki sonrasında olsun, ister ilişkiden bağımsız bir zamanda meydana gelsin ve miktarı ne olursa olsun gebelikte kanama hemen doktor değerlendirmesi gerektiren bir durumdur.
Gebelikteki tüm kanamalarda normaldışı durumun etkileri tümüyle silinene kadar cinsel ilişkiden ve orgazmdan kaçınmak gerekir. Yeniden güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye başlama konusunda doktorunuzun vereceği karara uymalısınız.
Birinci trimesterde oluşan kanamaların en sık nedeni düşük tehdidi ya da düşüktür. Düşük tehdidi durumlarında süresi doktorunuz tarafından belirlenmek üzere cinsel ilişki doktor tarafından yasaklanır.
Placenta previa (plasentanın doğum kanalını tıkaması) durumunda ilişkinin mekanik etkisi ya da orgazmın uterusu kasıcı etkisi kanamaya neden olur. Bu nedenle placenta previa saptandığı andan itibaren genellikle cinsel ilişki yasaklanır. Bazı durumlarda başta previa tanısı konan anne adaylarında gebeliğin ilerlemesiyle plasenta doğum kanalı girişinden uzaklaşarak yukarıya göç eder. Bu durumlarda placenta previa tanısı ortadan kalktığından ilişki tekrar serbest bırakılır.
Orgazm olsa da olmasa da özellikle gebeliğin sonuna doğru cinsel ilişki esnasında uterusta anne adayı tarafından hissedilen kasılmalar olmaktadır. Bu kasılmalar daha önce doğum yapmış anne adayları tarafından daha kolaylıkla hissedilirler. Ancak bu kasılmalar erken doğumu başlatacak nitelik ve şiddete sahip değildirler. Bu yüzden normal gebelikte cinsel ilişkinin erken doğuma yolaçmadığı kabuledilir. Ancak erken doğum eylemi nedeniyle tedavi gören ve/veya erken doğum yapma açından yüksek risk faktörü olan anne adaylarının doktorlarının belirlediği gebelik haftaları arasında cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir.
Yoğun meme başı uyarısı da kasılmaları başlatan bir etken olduğundan cinsel ilişki esnasında meme başı uyarısında şiddetli kasılmalar hisseden ve/veya erken doğum yapma riski yüksek olan anne adaylarının da bu eylemden kaçınmaları gerekir.
Erken Membran Rüptürü (suların erken gelmesi), genellikle enfeksiyon temelinde gelişen bir durumdur.
Dahası enfeksiyona bağlı gelişen su gelmesi sonrası fetus ve amnios sıvısı vajinadan gelen tüm bakteri ve diğer enfeksiyon etkenleri karşısında korumasız hale gelir. Bu yüzden su gelmesi söz konusu olan anne adaylarının doktorlarının önerdiği şekilde aktif cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir.
Hamilelik dönemi, doğum ve doğum sonrası ile ilgili ayrıntılı bilgiler içeren bu bölümümüz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe tarafından hazırlanmaktadır.