Önemli Noktalar
- İlk 6-8 haftalık döneme “lohusalık dönemi” denilir ve bu dönem hem anne hemde bebek açısından önemli ve hassastır.
- Anne bu dönemde emzirmiyorsa doğumdan sonraki altı hafta içerisinde genellikle üreme fonksiyonları normale döner ve anne tekrar adet görmeye başlar.
- Lohusalık döneminde dış etkenlerin baskılarının yoğun olduğu bir dönem olduğu için duygusal çalkantıların yaşandığı bir dönemdir.
- Anne her ne kadar çalkantılar ve üzüntüler yaşarsa yaşasın, bu dönem içerisinde bu durumun çok normal olduğunu bilmelidir.
Lohusalık Ne Demektir?
Öncelikle doğumdan sonraki ilk 6-8 haftalık dönem bebek ve anne açısından önemli ve hassastır. Bu yazımızda bu dönemde yaşadıklarınızın sebeplerini anlamanıza yardımcı olmaya çalışacağız. Eğer bu sebepleri bilirseniz hazırlanmanız ve bu dönemi verimli bir şekilde geçirmeniz de mümkün olabilecektir. Bu döneme bazılarımız 40’ını çıkarmak deyimini kullanırız ki 40 gün yaklaşık altı haftalık döneme denk gelir.
İlk olarak 6-8 haftalık döneme “lohusalık dönemi” denilir. Lohusalık dönemi aslında anne için rahim ve diğer pelvik organların doğumdan önceki durumlarına geri geldiği dönemin ismidir. Hatta bu dönemi ayrıca “sembiyotik evre” olarak da tanımlamak mümkündür. Bunun dışında sembiyotik evre tanımı daha çok anne-bebek ilişkisine odaklanır. Çünkü doğum sonrasında annenin bebeğe, bebeğin ise anneye en çok ihtiyacı olduğu dönemi anlatır.
Şimdi gelin bu dönemin özelliklerini biraz araştıralım…
Öncelikle lohusalık İngilizce’de puerperium diye adlandırılır. “Puer” Latincede çocuk anlamına gelir, “puerpera” ise yeni doğum yapmış kişiye verilen isimdir. Bu dönem hem fiziksel hem de ruhsal açıdan bebek ve anne için çok önemli bir geçiş dönemidir. Şayet anne emzirmiyorsa doğumdan sonraki altı hafta içerisinde genellikle üreme fonksiyonları normale döner ve anne tekrar adet görmeye başlar. Rahmin eski büyüklüğüne dönmesi yaklaşık 16 gün almaktadır. Rahmi tutan dokuların tekrar elastikiyetlerini kazanmaları ise daha uzun sürer. Bu yüzden bu dönemde cinsel ilişki, araba kullanmak vb. bazı aktivitelerin yapılmaması önerilmektedir.
Ayrıca lohusalık dönemi aynı zamanda emzirmeye başlama, alışma, uykusuzluk, iyi anne olabilme çabalarıyla doludur. Bu yüzden dışarıdan gelen baskıların yoğun olabildiği, hormonal düzey değiştiği için duygusal çalkantıların yaşandığı dönemdir. Genelde iyi hisseden anneler bile arada kendilerini çok kötü veya üzgün hissedebilir. Hatta durup dururken ağlamaya başlayabilirler.
İstatistikler lohusaların yaklaşık %70-80’inde lohusalık üzüntüsü, %10-13’ünde ise lohusalık depresyonu görüldüğünü göstermektedir. En önemlisi çalkantılar veya üzüntüler yaşarsanız bunun normal olduğunu bilmenizdir. Ancak üzüntü ve endişelerden kurtulamıyor, depresyona girdiğinizi düşünüyorsanız uzman yardımı almanız bu dönemde çok önemlidir. Ayrıca kendinizi çok kötü hissediyorsanız kulaktan dolma tavsiyeler ya da arkadaş yönlendirmeleriyle antidepresan almamanız ve mutlaka uzman bir yardım eline ulaşmanız gerekmektedir.
Son olarak kidokit olarak lohusalık dönemini daha rahat atlatabilmeniz için bazı önerilerimiz var. Bunlara ulaşmak için “Lohusalık Dönemine İlişkin İpuçlarımız” isimli makalemizi de okuyabilirsiniz.
Yazan ve Derleyen:
Funda Güngör Akpınar, Montessori Eğitmeni, Association Montessori Internationale
Özel Mutlu Panda Montessori Anaokulu Kurucusu